Examples of using "Apology" in a sentence and their turkish translations:
- Özrün kabul edildi.
- Özür kabul edildi.
Özrümü geri alıyorum.
O bir özür diledi.
Ben bir özür istiyorum.
Özür istediler.
Tom özür diledi.
Tom bir özür talep etti.
Tom bir özür istedi.
Tom bir özür diledi.
Tom özürü kabul etti.
Özrünü kabul ediyorum.
Lütfen özrümü kabul et.
Bir özür istedim.
Tom Mary'nin özrünü kabul etti.
Sami, Leyla'nın özür dilemesinden memnun oldu.
Ona büyük bir özür borçlusun.
Vicky'ye bir özür mektubu yazdım.
Tom Mary'ye bir özür borçludur.
Tom'un özür dilemesini istemiyorum.
Bana bir özür borçlusun.
Tom'a bir özür borçlusun.
Sana bir özür borçluyum.
Tom özrümü kabul etmedi.
- Sana bir özür borçluyuz.
- Size bir özür borçluyuz.
Tom özrümü kabul etmedi.
Tom özrümü zarif bir şekilde kabul etti.
Lütfen içten özrümü kabul et.
Senin özrünü kabul edemem.
Bize bir özür borçlusun.
Onlara bir özür borçlusun.
Ona bir özür borçlusun.
Ona bir özür borçlusun.
Tom bana bir özür borçlu.
Başkan Wilson Almanya'nın özrünü kabul etti.
Tom Mary'nin özrünü kabul etmedi.
Sadece bir özür yeterli değildir.
Onlar özrümü kabul etmediler.
Sanırım bana bir özür borçlusun.
Sanırım sana bir özür borçluyum.
O niçin bir özür gerektiriyor?
Tom'a büyük bir özür borçlusun.
Benim dilenecek bir özrüm var.
Sana bir özür borçlu olabilirim.
Sana büyük bir özür borçluyum.
Sana yürekten bir özür borçluyum.
Sana gerçekten bir özür borçluyum.
Tom, sana bir özür borçluyum.
Bak, sana bir özür borçluyum.
Özür dilemeye gerek yok.
Bize büyük bir özür borçlusun.
Onlara büyük bir özür borçlusun.
Bana büyük bir özür borçlusun.
Tom bir özür istemedi.
Tom kesinlikle Mary'ye bir özür borçlu.
Tom'dan bir özür talep ediyorum.
Ben de sana bir özür borçluyum.
Sami, Leyla'ya özürü için teşekkür etti.
Bir özürden fazlasını istiyorum.
Korkarım sana bir özür borçluyum.
Bana bunun için bir özür borçlusun.
Ben ona özür dilemeliyim.
Özrünüz kabul edildi.
Sanırım sana bir özür borçluyum.
Bir özrü hak ettiğimi düşünmüyor musun?
Sanırım Tom'a bir özür borçluyuz.
Bir özür için biraz geç.
O, onunla yüz yüze geldi ve bir özür talep etti.
Özür dilemek istiyorum.
Birçok kişiye bir özür borçluyum.
Ben bir özür istemiyorum. Ben bir açıklama istiyorum.
Tom Mary'nin özürünü kabul edecek durumda değildi.
Onun konuşması hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
Tom Mary'nin yazılı bir özür sunmak zorunda olduğunu söyledi.
Ben özür yoluyla birkaç söz söylemek istiyorum.
Bağışlamak için özür beklemene gerek yok.
Sami'nin kurbanların ailelerine özür mektubu yazması gerekiyordu.
Geç kaldığı için bizden özür diledi.
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.
Geç kaldığı için bizden özür diledi.
Ben okul festivalinden sonra temizlik yapıyorken bir okul anahtarını kaybettim ve sonra bir özür mektubu yazmak gerekti.