Examples of using "Offered" in a sentence and their turkish translations:
Asistan önerdiler.
Tom hiç özür dilemedi.
O yardım etmeyi önerdi.
Tom hiç özür dilemedi.
Tom bir özür diledi.
Onlar hiçbir açıklama yapmadı.
Tom hiçbir açıklama sunmadı.
Biz yardım önerdik.
Tom yardım teklif etti.
Tom bazı öneriler sundu.
Biz yardım etmeyi teklif ettik.
Kimse bana yardım teklif etmedi.
Tom, Mary'ye para teklif etti.
Biz desteğimizi teklif ettik.
Hiçbir ayrıntı sunulmadı.
Yardım etmeyi teklif ettim.
Fadıl yerini teklif etti.
Sami yardım teklif etti.
Sami polise bilgi veriyordu.
Tom Mary'ye bir içki sundu.
İşi Tom'a önerdim.
Kimse bana yardım etmeyi teklif etmedi.
Başka hiç kimse yardım etmeyi önermedi.
Paul, yeni bir plan sundu.
Bana yardım etmeyi önerdi.
Tom Mary'ye bir sandalye teklif etti.
- Tom bana bir iş önerdi.
- Tom bana iş teklif etti.
- Tom bana bir iş teklifinde bulundu.
Onlar bana onu teklif etti.
- Başka bir iş teklifi aldım.
- Bana başka bir iş teklif edildi.
Bunu Tom'a teklif ettim.
Tom'a yardımımı önerdim.
Tom'a biraz para teklif ettim.
Tom Mary'ye bir mendil verdi.
Tom Mary'ye birasını teklif etti.
Tom Mary'ye bir seçenek önerdi.
Tom Mary'ye kolunu sundu.
Tom Mary'ye bir gözleme önerdi.
Tom bize yardım etmeyi önerdi.
Tom bana yardım etmeyi teklif etti.
Tom yardım etmeyi önerdi.
Mary Tom'a bir hediye önerdi.
Onlar bize yardım etmeyi teklif etti.
O, ona ceketini teklif etti.
Onlar içten özürlerini sundu.
Tom Mary'ye bir iş teklif etti.
Tom hiçbir öneri sunmadı.
Tom Mary'ye bir kahve daha teklif etti.
Bana senin işini teklif ettiler.
Onlar bana iş teklif etti.
- Tom Mary'ye bir bira önerdi.
- Tom Mary'ye bira teklif etti.
Onu onlara sundum.
Onu ona sundum.
Onu ona sundum.
Tom'a bir hediye sundum.
O, Tom'a bir hediye sundu.
Ken, Tom'a bir hediye sundu.
O, Tom'a bir hediye sundu.
Tom'a bir hediye verdik.
Onlar Tom'a bir hediye verdi.
Bana bir bira teklif etti.
Bana bir bira teklif etti.
Tom bana bir bira teklif etti.
Bir ödül sunuluyor.
Kimse Tom'a bir koltuk teklif etmedi.
Tom Mary'ye yardım etmeyi önerdi.
- Kilise onlara kutsal yer teklif etti.
- Kilise onlara ibadethane önerdi.
Hiçbir açıklama sunulmadı.
- Tom farklı bir bakış açısı sundu.
- Tom farklı bir perspektif önerdi.
Ben Tom'a bir iş teklif ettim.
Tom'a yardım etmeyi teklif ettim.
Ben Tom'a bir bira teklif ettim.
Bana bir iş teklif edilmedi.
- Tom'a bir iş teklif edilmedi.
- Tom'a iş teklifi gelmedi.
Tom Mary'ye bir gezinti teklif etti.
Tom Mary'ye biraz para teklif etti.
- Sami, Leyla'ya bir çözüm teklif etti.
- Sami, Leyla'ya bir çözüm önerdi.
Sami, Leyla'ya ata binmeyi teklif etti.
- Sami başka bir iş teklif edildi.
- Sami bir başka iş önerildi.
Tom bize yardımını teklif etti.
Tom Mary'ye eve götürmeyi önerdi.
Tom Mary'ye yardım etmeyi önermeliydi.
Tom'a yardım etmeyi teklif etmeliydim.
Tom henüz iş teklifi almadı.
Vikingler nadiren merhamet teklif ediyor veya bekliyorlardı:
O, bize yardımını önerdi.
Ona iyi bir iş önerdik.
Ev sahibimiz bize bir içki önerdi.
- İlk onlar bana önerdi.
- Onlar onu önce bana önerdi.
Onlar işi bana teklif etti.
Tom sana bir iş önerdi, değil mi?
Tom bardağını Mary'ye teklif ediyor.
Onlar misafirlere biraz kahve önerdiler.
Tom'un taşınmasına yardım etmeyi önerdim.
Tom'a adil bir anlaşma önerdim.
Bana yeni bir iş teklif edildi.
Tom bize yardımını önerdi.
Biz ona güzel bir iş teklif ettik.