Translation of "Abandon" in Turkish

0.050 sec.

Examples of using "Abandon" in a sentence and their turkish translations:

- Abandon ship!
- Abandon ship.

Gemiyi terk edin.

To abandon fear.

ve korkuyu bırakmamı sağladı.

Don't abandon me!

Beni terk etme!

Abandon all hope.

Tüm umutları terket.

Don't abandon hope.

- Umudunuzu kaybetmeyin.
- Umudunu kesme.

- I won't abandon you.
- I'm not going to abandon you.

Seni terk etmeyeceğim.

All hands, abandon ship!

Bütün mürettebat, gemiyi terk etsin!

You can't abandon Tom.

Tom'u terk edemezsin.

We must abandon ship.

Gemiyi terk etmeliyiz.

Would you abandon me?

Beni bırakır mısın?

Tom wouldn't abandon Mary.

Tom, Mary'yi terk etmedi.

They abandon their children.

- Onlar çocuklarını terk ettiler.
- Onlar kendi çocuklarını terk ettiler.

You can't abandon me.

Beni terk edemezsin.

- Abandon hope, all ye who enter here.
- Abandon all hope, ye who enter here.
- All hope abandon, ye who enter in.
- All hope abandon ye who enter here.

- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.

Where did you abandon them?

Onları nerede terk ettin?

I will never abandon you.

Seni asla terk etmeyeceğim.

Why did Tom abandon me?

Tom neden beni terk etti?

They must abandon the idea.

Onlar fikri terk etmeliler.

We can't abandon them now.

Biz onları şimdi terk edemeyiz.

I can't just abandon Tom.

Sadece Tom'u terk edemem.

Tom refused to abandon hope.

Tom umudunu kaybetmeyi reddetti.

I will not abandon you.

- Seni terk etmeyeceğim.
- Ben seni terk etmeyeceğim.

We won't ever abandon you.

Sizi hiç terk etmeyeceğiz.

Your patients won't abandon you.

Hastalarınız sizi terk etmeyecek.

I'd never abandon my children.

Çocuklarımı asla terk etmezdim.

You must not abandon hope.

Umudunu kaybetmemelisin.

Why did Sami abandon me?

Sami beni neden terk etti?

I cannot abandon my friend.

Ben arkadaşımı terk edemem.

We had to abandon our plan.

Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.

I knew you wouldn't abandon me.

Beni terk etmeyeceğini biliyordum.

We have to abandon the plan.

Planı terk etmek zorundayız.

Do not abandon us, I entreat.

Bizi terk etmeyin, yalvarıyorum.

Tom would never abandon his children.

Tom asla çocuklarını terk etmez.

- Don't abandon me!
- Don't forsake me!

Beni terk etme!

I'm not going to abandon you.

Seni bırakmayacağım.

We had to abandon the car.

Arabayı terk etmek zorunda kaldık.

Do you think we should abandon ship?

Gemiyi terk etmemiz gerektiğini düşünüyor musun?

His friend promised never to abandon him.

Arkadaşı onu asla terk etmeyeceğine dair söz verdi.

I was forced to abandon the plan.

Plandan vazgeçmek zorunda kaldım.

You are going to abandon your children.

Çocuklarını terk edeceksin.

Tom was forced to abandon the mission.

Tom görevini terk etmeye zorlandı.

We were obliged to abandon our plan.

Planımızdan vazgeçmek zorunda kaldık.

Abandon hope, all ye who enter here.

- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.

He decided to abandon law for art.

O sanat için hukuku terk etmeye karar verdi.

“Hold on bravely,I will not abandon you.”

Cesur ol, seni bırakmayacağım.

They had to abandon their vehicles in the snow.

Araçlarını karda terk etmek zorunda kaldılar.

The captain gave the order to abandon the ship.

Kaptan gemiyi terk etme emri verdi.

- I think it's time for me to abandon that idea.
- I think that it's time for me to abandon that idea.

Sanırın o fikirden vazgeçmemin zamanıdır.

- I think it's time for me to abandon that plan.
- I think that it's time for me to abandon that plan.

Sanırım o plandan vazgeçmemin zamanıdır.

We made a pact that we wouldn't abandon one another.

Biz birbirimizi terk etmeyeceğimiz konusunda bir pazarlık yaptık.

We can't abandon Tom just when he needs our help.

Tam yardımımıza ihtiyacı olduğunda Tom'u terk edemeyiz.

Why are there so many fathers who abandon their children?

Neden çocuklarını terk eden bu kadar baba var?

The girl had to abandon the idea of becoming a singer.

Kız bir şarkıcı olma fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.

Parents would never abandon their children for anything in this world.

Anne ve babalar asla bu dünyadaki hiçbir şey için çocuklarını terk etmezler.

There was no other choice but to abandon the entire project.

Tüm projeden vazgeçmekten başka seçenek yoktu.

Unlike birds, which feed and shelter their young, fish abandon their eggs.

- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.

The next year, Wellington’s victory at Salamanca forced Soult to abandon his palace in Seville,

Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye

Should Italy abandon the euro so they can go back to their devaluation and cheap

İtalya Euro'yu bırakıp eskisi gibi devalüasyon ve ucuz üretim modeline

In his worst moment, in his best moment, he does not abandon his dream and beliefs.

En kötü anında da, en iyi anında da hayalinden ve doğrularından vazgeçmiyor.

Eventually, the defenders had to abandon their outer defenses and form up behind the inner wall.

Nihayet , savunanlar dış savunmayı terketmek zorunda kaldu ve iç duvarın arkasında toplandı.

- I'm not going to abandon you.
- I won't make you go.
- I won't make you leave.

Seni bırakmayacağım.

- I won't forsake you.
- I am not leaving you.
- I'm not leaving you.
- I won't leave you.
- I will not abandon you.

- Seni terk etmeyeceğim.
- Ben seni terk etmeyeceğim.