Translation of "Verbeteren" in Turkish

Niet langer verbeteren.

gelişmeyi bırakırsınız.

We verbeteren spelfouten.

Biz yazım hatalarını düzeltiyoruz.

Tom zal verbeteren.

Tom geliştirecek.

- Kunt u mijn Engelse zinnen verbeteren?
- Kun je mijn Engelse zinnen verbeteren?

İngilizce cümlelerimi düzeltebilir misiniz?

Ik wil mijn Italiaans verbeteren.

- Ben İtalyancamı geliştirmek istiyorum.
- Ben İtalyancamı ilerletmek istiyorum.

Ik wil mijn Frans verbeteren.

Fransızcamı ilerletmek istiyorum.

Verbeteren is soms moeilijker dan schrijven.

Düzeltme yapmak bazen yazmaktan daha zordur.

Wat de opties voor transmensen zou verbeteren

endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

Tatoeba helpt me mijn Esperanto te verbeteren.

Tatoeba Esperantomun gelişmesine yardım ediyor.

Ik zou mijn Hongaars graag willen verbeteren.

Macarcamı ilerletmek istiyorum.

- Ik zou mijn Engelse uitspraak willen verbeteren.
- Ik zou iets willen doen om mijn Engelse uitspraak te verbeteren.

İngilizce telaffuzumu iyileştirmek isterdim.

Want het kan je mentale gezondheid echt verbeteren.

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

Denk je dat de situatie zich kan verbeteren?

Durumun gelişebileceğini düşünüyor musun?

Als ze alsmaar verbeteren, dan noem ik dat vooruitgang.

Zaman içinde daha iyi oldularsa bunun ilerleme olduğunu kabul ediyorum.

Denk je dat een beetje zout de smaak zou verbeteren?

Biraz tuzun, tadı artıracağını düşünüyor musun?

Er heerst een redelijk optimisme dat de economie zal verbeteren.

Ekonominin gelişeceğine dair önemli bir iyimserlik var.

De resultaten voor mensen met kanker of dementie zou kunnen verbeteren,

kanser ve demans hastaları için olumlu sonuçlar verdiğini düşünüyorum.

Ik realiseerde me dat, terwijl ik werkte aan het verbeteren van AI,

Anladım ki yapay zekâyı geliştirmek üzere çalışıyorken

Soms voelde ik dat ik eerst zou achteruitgaan voor ik zou verbeteren.

Ayrıca daha iyi olmadan daha kötüye gidebileceğim dönemler oldu.

- Ik zal de huistaak morgen verbeteren.
- Ik ga het huiswerk morgen corrigeren.

Yarın ev ödevini düzelteceğim.

Ik wil graag in China studeren om het niveau van mijn Chinees te verbeteren.

Çince seviyemi geliştirmek için Çin'de eğitim görmek istiyorum.

- Ik hoop dat de situatie zich zal verbeteren.
- Ik hoop dat de dingen beter zullen gaan.

İşlerin iyileşeceğini umuyorum.