Translation of "Pak" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Pak" in a sentence and their turkish translations:

Pak Tom.

Tom'u alın.

Pak dat.

Onu tut.

Pak hem!

- Yakala onu.
- Onu yakalayın.
- Yakala onu!
- Onu yakala!

Pak hem.

- Yakala onu.
- Onu yakalayın.
- Yakala onu!
- Onu yakala!

Pak dit.

Bunu tut.

Pak aan!

Al onu!

Pak mijn hand.

Elimi tut.

Pak een paraplu.

Bir şemsiye al.

Pak je spullen!

Malzemelerinizi toplayın.

Pak de bodem.

Altından tut.

Het pak is reflecterend

Bu kıyafet yansıtıcı

Ik pak mijn potje.

Küçük kutumu çıkartacağım.

Pak het touw aan.

Halatı tutun.

Mijn pak is grijs.

Benim takım gridir.

Pak het gouden ei.

Altın yumurtayı yakala.

Ik heb geen pak.

Bir takım elbisem yok.

- Pak aan.
- Neem dat.

Al bunu.

- Pak hem!
- Grijp hem!

Tut onu!

- Grijp het!
- Pak het!

Yakala!

- Kan ik jouw grijze pak lenen?
- Kan ik uw grijze pak lenen?

Gri takımını ödünç alabilir miyim?

- Pak de camera.
- Pak het fototoestel.
- Haal de camera.
- Haal het fototoestel.

Kamerayı al.

Ik pak het zelf wel.

"Bulmuşken yiyeyim bari."

Ik trek een pak aan...

Takımımı giyeceğim...

Ik ga hetzelfde pak aantrekken...

Giyeceğim takım,

Pak die kat niet op.

Kediyi almayın.

Pak maar wat je wilt.

Ne istiyorsan al.

Dat is een mooi pak.

O güzel bir takım elbise.

Pak je spullen en ga.

Eşyalarını al ve uzaklaş.

Tom droeg een duur pak.

- Tom pahalı bir takım elbise giyiyordu.
- Tom'un üstünde pahalı bir takım elbise vardı.

Wil je een pak rammel?

Dayak yemek ister misin?

Pak een ticket voor me.

- Benim için bir bilet al.
- Benim için bir bilet alın.

Tom droeg een grijs pak.

Tom gri bir takım elbise giyiyordu.

Tom draagt ​​een grijs pak.

Tom gri bir takım elbise giyiyor.

Pak een hamer en spijkers.

Çekiçle çivi getir.

Pak je tas en kom!

Çantanı al da gel!

Een pak van 48 supermaxi maandverband,

her bir pedin bir mendil paketi

Pak je touchscreenapparaat. Neem 'n beslissing.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir karar verin.

- Pak mijn geweer.
- Haal mijn geweer.

Benim tüfeği alın.

- Hier, neem dit.
- Hier, pak aan.

İşte, bunu al.

Pak een boek en lees het!

Bir kitap al ve onu oku.

Pak me dan, als je kan.

Beni yakala yakalayabilirsen.

Pak dat niet van Tom af.

Onu Tom'dan ayırma.

Pak het cadeau nog niet uit.

Henüz hediyeyi açmayın.

Pak een extra paar sokken in.

Fazladan bir çift çorap al.

Ik pak wat water uit mijn fles.

Tamam, mataradan biraz su alacağım.

Pak je afstandsbediening en neem een beslissing.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pak je gamecontroller en neem 'n beslissing.

Hadi, oyun kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pak je touchscreenapparaat en neem een beslissing.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

Pak je afstandbediening en maak een keuze.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pak je touchscreenapparaat en maak een keuze.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir seçim yapın.

De lange vrouw draagt ​​een grijs pak.

Uzun boylu kadın gri bir takım elbise giyiyor.

Pak je schaatsen. Het meer is bevroren.

- Patenlerini al. Göl buz tutmuş.
- Patenlerini al. Göl donmuş.

Je schoenen passen niet bij dat pak.

Ayakkabıların bu kıyafet ile uymuyor.

Die schoenen passen niet met het pak.

O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.

De das past niet bij mijn pak.

Kravat benim takım ile uymuyor.

Pak de kleren in een koffer, alstublieft.

Lütfen bu elbiseleri valize koy.

Dus pak je afstandsbediening en neem 'n beslissing.

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Pak je afstandsbediening. Je moet een beslissing nemen.

Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.

Pak je gamecontroller. Je moet een beslissing nemen.

Oyun kumandasını alın. Bir karar vermelisiniz!

- Pak je spullen.
- Haal je spullen bij elkaar.

Eşyalarını toparla.

Het pak is gemaakt van erg ruw materiaal.

Takım elbise çok kaba bir malzemeden yapılmıştır.

Ik wil een pak gemaakt van dit materiaal.

- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- Bu malzemeden yapılmış bir takım elbise istiyorum.

Ik zal een nieuw pak voor u maken.

Senin için yeni bir takım elbise yapacağım.

De kleine vrouw had een grijs pak aan.

Küçük kadın gri bir takım elbise giymişti.

Spring. Pak hem. En pin hem aan de bodem.

Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.

Dus pak je afstandsbediening en neem een snelle beslissing.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Dus pak je gamecontroller en maak een snelle beslissing.

Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Pak een stukje parachutekoord, dan binden we hem vast.

Biraz paraşüt ipiyle onu bağlayabilirsiniz.

Dat wordt een goede vangst. Ik pak mijn potje.

Tamam, bu iyi bir av olacak. Küçük kutumu çıkartayım.

Zijn pak was grijs en zijn stropdas was geel.

Kıyafeti gri, kravatı sarıydı.

Tom droeg een grijs pak met een rode stropdas.

Tom kırmızı kravatla gri bir takım elbise giyiyordu.

Tom droeg een grijs pak en een rode stropdas.

Tom gri bir takım elbise giyiyordu ve kırmızı bir kravat takıyordu.

Ik sta op, pak mijn mobieltje, check mijn mail,

Uyanırım, telefonumu alırım, e-postalarıma bakarım,

Ik pak mijn handen in... ...en vraag om een helikopterextractie.

Tamam, ellerimi saracağım ve helikoptere beni alması için çağrı yapacağım.

Pak je gamecontroller en maak een keuze. Helikopter of vliegtuig?

Oyun kumandanızı alın ve bir karar verin. Helikopter mi, uçak mı?

Of ik pak de staart en blijf ver van de kop.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Ik ga douchen en scheren. Dan trek ik een pak aan.

Duş yapıp tıraş olacağım, sonra da takımımı giyeceğim.

Vervolgens pak ik de slechte ideeën en deel die opnieuw uit.

Sonra korkunç fikirleri alıyorum ve onları yeniden dağıtıyorum.

- Ik pak het wel.
- Ik zal het halen.
- Ik haal het wel.

Onu yakalayacağım.

- Ik moet voor mijn zoon een nieuw kostuum kopen.
- Ik moet voor mijn zoon een nieuw pak kopen.

Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.

- Ik dacht dat je jouw nieuwe kostuum ging dragen.
- Ik dacht dat je jouw nieuwe pak ging dragen.

Yeni takım elbiseni giyeceğini düşündüm.

- Geef me je geld, anders krijg je een pak rammel.
- Geef me je geld, of anders sla ik je in elkaar.

Bana paranı ver yoksa seni döverim.

- Mijn fiets is veel nieuwer dan die van u.
- Mijn fiets is een pak nieuwer dan de jouwe.
- Mijn fiets is veel nieuwer dan die van jou.

Benim bisikletim seninkinden çok daha yeni.