Translation of "Oppassen" in Turkish

Indringers moeten oppassen.

Davetsiz misafirler, kollayın kendinizi.

Hij moet oppassen.

Dikkatli olması gerek.

De garnaal moet oppassen.

Teke ihtiyatlı davranmalıdır.

Ik moet beter oppassen.

- Daha dikkatli olmalıyım.
- Daha dikkatli olmam gerekiyor.

Je moet erg oppassen.

Çok dikkatli olmalısın.

Een mannelijke krulhaarvogelspin moet oppassen.

Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.

Ik had beter moeten oppassen.

- Daha çok dikkat etmeliydim.
- Dikkatimi vermeliydim.
- Daha fazla dikkat etmem gerekirdi.

Een kleine sprinkhaanmuis kan maar beter oppassen.

Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.

Je kan maar beter oppassen met wat je zegt.

Söylediğine dikkat etsen iyi olur.

Je moet oppassen voor het verkeer als je de straat oversteekt.

Caddeyi geçerken trafik konusunda dikkatli olmalısın.

Kun je me vannacht een pleziertje doen en op mijn kinderen oppassen?

Bu gece bana bir iyilik yapar mısın ve çocuklarıma bakar mısın?