Translation of "Mee" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Mee" in a sentence and their turkish translations:

- Doe je mee?
- Doen jullie mee?

Evde misin?

Zing mee.

Şarkıya eşlik et.

Kom mee.

Bizimle gel.

- Dat viel mee.
- Dat viel wel mee.

O çok kötü değildi.

- Neem uw kinderen mee.
- Breng je kinderen mee.

Çocuklarınızı yanınızda getirin.

Anderen doen mee.

Başkaları da katılır.

Neem me mee.

Beni de götür.

Ik doe mee.

Beni dahil et.

Ik werk mee.

Ben işbirliği yapıyorum.

Wij werken mee.

Biz işbirliği yapıyoruz.

Jullie werken mee.

Sen işbirliği yapıyorsun.

Tom leefde mee.

Tom sempati duydu.

Het viel mee.

O kadar kötü değildi.

Breng mango's mee.

Mango getir.

Beweeg mee, alstublieft.

Devam edin, lütfen.

- Je gaat met mij mee.
- Je komt met mij mee.

Benimle geleceksin.

- Ga je met ons mee?
- Gaat u met ons mee?

Bizimle geliyor musun?

- Komen jullie met me mee?
- Gaan jullie met me mee?

Bana eşlik eder misiniz?

Weer er voorzichtig mee.

Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.

Doe met ons mee.

Bize katılın.

...nemen rijke voedingsstoffen mee...

dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın

Ik neem je mee.

Seni arabayla götüreceğim.

Het valt wel mee.

O, o kadar kötü değil.

Stop daar onmiddellijk mee!

Onu derhal durdurun.

Daar spreek je mee.

Buyurun, benim.

Kom met mij mee.

- Benimle birlikte gel.
- Benimle gelin.

Breng uw broer mee.

Erkek kardeşini yanında getir.

Het valt best mee.

Çok da kötü değil.

Kom met ons mee.

Bizimle birlikte gel.

Ik kom niet mee.

Ben gelmiyorum.

Neem je computer mee.

- Bilgisayarınızı getirin.
- Bilgisayarını getir.

Zing met ons mee.

Bizimle şarkı söyle.

Neem het geld mee.

Yanına para al!

Om mee te nemen?

Gitmek için mi?

Dat viel wel mee.

Çok kötü değildi.

Gaat hij ook mee?

O da mı geliyor?

- Bonnetje erbij?
- Bonnetje mee?

Bir fatura ister misin?

- Dat viel wel mee toch?
- Nou, dat viel wel mee toch?

Artık, o, o kadar kötü değil, değil mi?

- We hebben er ons mee vermaakt.
- We hadden er plezier mee.

Onunla eğlendik.

Je komt met me mee.

Benimle geliyorsunuz.

Mijn type telde niet mee,

aradığım tipin tüm özelliklerini yazdım;

mee te doen aan wetenschapswedstrijden,

bilim yarışmaları hazırlamaya,

Bemoei je er niet mee.

Müdahale etmeyin.

Wat is er mis mee?

Onun nesi var?

Wil je met me mee?

Benimle gitmek ister misin?

Ik ben daar gelukkig mee.

Ben onunla mutluyum.

We hadden er plezier mee.

Onunla eğlendik.

Neem Tom mee naar huis.

Tom'u eve götür.

Gaan jullie met me mee?

Bana katılır mısın?

Het viel eigenlijk wel mee.

O aslında o kadar kötü değildi.

Jullie komen met mij mee.

Siz benimle geliyorsunuz.

Tom is er blij mee.

Tom onunla mutlu.

Waar ben jij mee bezig?

Sen neyle meşgulsün?

Ik ga met u mee.

- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.

Hij nam geen paraplu mee.

Yanına bir şemsiye almadı.

Dat viel wel mee toch?

O çok kötü değildi, değil mi?

Ik ga met je mee.

Seninle gidiyorum.

Waar ben je mee bezig?

Neyle meşgulsün?

Neem dit mee naar huis.

Bunu seninle eve götür.

Neem Tom ergens mee naartoe.

Tom'u bir yere götür.

Daar ben ik blij mee.

Ben onunla mutluyum.

Neem ons ergens mee naartoe.

Bizi bir yere götür.

Neem hen ergens mee naartoe.

Onları bir yere götür.

Neem me ergens mee naartoe.

Beni bir yere götür.

Neem hem ergens mee naartoe.

Onu bir yere götür.

Neem haar ergens mee naartoe.

Onu bir yere götür.

Hou daar toch mee op.

Kes şunu!

Waar is ie mee bezig?

O neyle meşgul?

Ze gaat met mij mee.

O benimle gidiyor.

Ga je met ons mee?

Bizimle geliyor musun?

Kom maar met mij mee.

Benimle gel.

Plastieken dozen gaan langer mee.

Plastik kutular daha uzun dayanırlar.

Ik wilde met Tom mee.

Tom ile gitmek istedim.

Ik heb er water mee gefilterd... ...modder mee uitgewrongen om vloeistof te krijgen...

Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,

...ik heb er eten mee gedragen en eten mee in de bomen gehangen.

yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.

- Waarom komt ge niet met ons mee?
- Waarom kom je niet met ons mee?

Niçin bizimle birlikte gelmiyorsun?

- Ik zal u vergezellen.
- Ik ga met u mee.
- Ik ga met je mee.

- Sizinle geleceğim.
- Seninle geliyorum.
- Seninle gideceğim.
- Seninle birlikte gidiyorum.
- Seninle gidiyorum.
- Seninle gidiyor olacağım.

Dit ding geeft niet mee. Man.

Tanrım, bu yerinden oynamak istemiyor. Tanrım!

En teams brachten opblaasbare antennes mee

ve ekipler uydulara bağlanabilen şişirilebilir antenler

Niet iedereen is hier blij mee.

Hepsi bu hamleye sıcak bakmıyor.

Onze ogen hebben er moeite mee.

Bizim gözlerimiz görmekte zorluk çeker.

Hij was er helemaal klaar mee.

Bıkmıştı.

Daar ben momenteel ik mee bezig.

Şu anda ben de öyle yapma sürecindeyim.

Kom je niet mee met mij?

Bana katılmayacak mısın?

Nu ben ik er klaar mee!

Bıktım!

Zij deed mee aan de wedstrijd.

O, yarışmaya katıldı.

Wil je niet met me mee?

Birlikte gelmek istemez misin?

Ik ben daar niet mee eens.

Ben ona katılmıyorum.

Ik ben er nog mee bezig.

Hâlâ bunun üzerinde çalışıyorum.

We moeten hier nu mee omgaan.

Şimdi bununla uğraşmak zorundayım.

Tom deed mee met de race.

Tom yarışa katıldı.

- Kom mee!
- Kom op!
- Kom!
- Vooruit!

Gel benimle!

Ik moet hier zelf mee omgaan.

- Bunu bizzat halletmeliyim.
- Bunu kendim halletmek zorundayım.
- Bunu kendim halletmem gerekiyor.

Ik zie daar niets mis mee.

Onunla ilgili yanlış bir şey olmadığını anlıyorum.

- Ik werk mee.
- Ik ben coöperatief.

İşbirlikçiyim.