Examples of using "Mee" in a sentence and their turkish translations:
Evde misin?
Şarkıya eşlik et.
Bizimle gel.
O çok kötü değildi.
Çocuklarınızı yanınızda getirin.
Başkaları da katılır.
Beni de götür.
Beni dahil et.
Ben işbirliği yapıyorum.
Biz işbirliği yapıyoruz.
Sen işbirliği yapıyorsun.
Tom sempati duydu.
O kadar kötü değildi.
Mango getir.
Devam edin, lütfen.
Benimle geleceksin.
Bizimle geliyor musun?
Bana eşlik eder misiniz?
Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.
Bize katılın.
dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın
Seni arabayla götüreceğim.
O, o kadar kötü değil.
Onu derhal durdurun.
Buyurun, benim.
- Benimle birlikte gel.
- Benimle gelin.
Erkek kardeşini yanında getir.
Çok da kötü değil.
Bizimle birlikte gel.
Ben gelmiyorum.
- Bilgisayarınızı getirin.
- Bilgisayarını getir.
Bizimle şarkı söyle.
Yanına para al!
Gitmek için mi?
Çok kötü değildi.
O da mı geliyor?
Bir fatura ister misin?
Artık, o, o kadar kötü değil, değil mi?
Onunla eğlendik.
Benimle geliyorsunuz.
aradığım tipin tüm özelliklerini yazdım;
bilim yarışmaları hazırlamaya,
Müdahale etmeyin.
Onun nesi var?
Benimle gitmek ister misin?
Ben onunla mutluyum.
Onunla eğlendik.
Tom'u eve götür.
Bana katılır mısın?
O aslında o kadar kötü değildi.
Siz benimle geliyorsunuz.
Tom onunla mutlu.
Sen neyle meşgulsün?
- Sizinle geleceğim.
- Seninle gelebilirim.
Yanına bir şemsiye almadı.
O çok kötü değildi, değil mi?
Seninle gidiyorum.
Neyle meşgulsün?
Bunu seninle eve götür.
Tom'u bir yere götür.
Ben onunla mutluyum.
Bizi bir yere götür.
Onları bir yere götür.
Beni bir yere götür.
Onu bir yere götür.
Onu bir yere götür.
Kes şunu!
O neyle meşgul?
O benimle gidiyor.
Bizimle geliyor musun?
Benimle gel.
Plastik kutular daha uzun dayanırlar.
Tom ile gitmek istedim.
Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,
yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.
Niçin bizimle birlikte gelmiyorsun?
- Sizinle geleceğim.
- Seninle geliyorum.
- Seninle gideceğim.
- Seninle birlikte gidiyorum.
- Seninle gidiyorum.
- Seninle gidiyor olacağım.
Tanrım, bu yerinden oynamak istemiyor. Tanrım!
ve ekipler uydulara bağlanabilen şişirilebilir antenler
Hepsi bu hamleye sıcak bakmıyor.
Bizim gözlerimiz görmekte zorluk çeker.
Bıkmıştı.
Şu anda ben de öyle yapma sürecindeyim.
Bana katılmayacak mısın?
Bıktım!
O, yarışmaya katıldı.
Birlikte gelmek istemez misin?
Ben ona katılmıyorum.
Hâlâ bunun üzerinde çalışıyorum.
Şimdi bununla uğraşmak zorundayım.
Tom yarışa katıldı.
Gel benimle!
- Bunu bizzat halletmeliyim.
- Bunu kendim halletmek zorundayım.
- Bunu kendim halletmem gerekiyor.
Onunla ilgili yanlış bir şey olmadığını anlıyorum.
İşbirlikçiyim.