Examples of using "Graden" in a sentence and their turkish translations:
- Su 0 santigrat derecede donar.
- Su sıfır santigrat derecede donar.
Sıcaklık eksi 10'a düşmüş durumda.
Bugün hava kaç derece?
Sıcaklık 70 derecedir.
Su yüz derecede kaynar.
Benim 38.9 derece ateşim var.
Sıcaklık birkaç derece düştü.
Su 100 santigrat derecede kaynar.
Sıfırın altında altı derece.
Aktinyum 3,198°C derecede buharlaşır.
Su sıfır santigrat derecede donar, değil mi?
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
Su sıfır derecede donar, değil mi?
Fırını önceden 130 derecede ısıtın.
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
Su, deniz seviyesinde 100 santigrat derecede kaynar.
Bugünün asgari sıcaklığı 3°C.
Sıcaklık burada eksi 30 dereceye kadar düşebiliyor.
Bir koyunun ortalama vücut sıcaklığı 38 derecedir.
Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.
Yüzeydeki sıcaklık 62 dereceye ulaşabiliyor.
Su, etraflarını saran soğuk havadan 50 derece daha sıcaktır.
Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma.
Gece olunca da eksi 16 derecelere kadar düşüyor.
Bir üçgende tüm açıları toplamı 180 dereceye eşittir.
Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.
Ama orası mağaranın içine göre en azından 20 derece daha sıcaktır.
Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.
Ama sıcaklık cidden öldürücü. 62 dereceye ulaşabiliyor
Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.
22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.
Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.