Translation of "يعتمد" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "يعتمد" in a sentence and their turkish translations:

‫يعتمد الثعبان على حواس أخرى.‬

...başka duyularıyla hareket ediyor.

يعتمد على حجمها ومتى نكتشفها.

ne kadar büyük olduğuna ve ne zaman tespit ettiğimize bağlı

‫يعتمد نجاح الفهود ليلًا على القمر.‬

Çitanın gece başarısı Ay'a bağlıdır.

‫يعتمد أمنها الآن على السمع والشم.‬

Güvenlikleri artık duymalarına ve koku almalarına bağlı.

يعتمد اقتصاد الجزيرة على صناعة الصيد.

Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.

"متى ستعود؟" "يعتمد ذلك على الجو."

"Ne zaman geri döneceksin?" "Bu tamamen havaya bağlı."

‫يعتمد هذا الأمر‬ ‫على الحفاظ على التوازن.‬

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

فهو أن التواصل لا يعتمد عليّ فقط.

o da bu ilişkinin sadece bana bağlı olmadığı.

الأمر لا يعتمد فقط على تعلم المحتوى،

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

ومع التوزيع الذي كان يعتمد على الطلب،

Talebe bağlı dağıtımda

إن الازدهار في بلد يعتمد على مواطنيها.

Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.

كل هذا يعتمد على مبادئ علم الأحياء.

Tümü biyolojinin prensiplerine dayanmakta.

هذا يعتمد على مبدأ الخيار السهل مرة أخرى،

Bu durum da yine en kolay tercih prensibine dayanmakta

يعتمد ذلك في الغالب على القشرة الأمام جبهية،

Gözlerimizin üzerinde yer alan

- يعتمد ذلك على السياق.
- ذلك يتوقف على السياق.

- Bu, bağlama bağlıdır.
- O, içeriğe bağlıdır.

وفي مجتمعٍ يعتمد على التعاوُن على نطاقٍ كبير كمُجتمعنا،

Bizimki gibi işbirliğine bu denli bağımlı bir ekonomide

‫هيا، يمكننا القيام بذلك.‬ ‫ولكن الأمر يعتمد عليك بالكامل.‬

Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.

‫في هذا الوقت من العام،‬ ‫يعتمد على السلمون كغذاء.‬

Yılın bu zamanı... ...somonla beslenir.

القوية وحتى الحمل الذي يكون داخل البناء. حيث يعتمد

ağırlığını, bina dolu olduğunda taşınan ağırlıktan daha büyük

لكنه لا يستطيع أن يعتمد على هذا الدعم لوحده

Ama o sadece bu desteğe bel bağlamıyor ...

- إنه آخر من أطلب منه المساعدة فهو شخص لا يعتمد عليه.
- إنه آخر من أطلب منه المساعدة لأنه شخص لا يعتمد عليه.

O tamamen güvenilmez olduğu için yardım isteyeceğim son kişi odur.

على سبيل المثال،مع النباتات التي يعتمد عليها البرغر اللذيذ،

ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

لماذا يعتمد 20 بالمائة من الأزواج على الواقي الذكري لمنع الحمل

Neden doğum kontrolü için çiftlerin yüzde 20'si kondoma

من بلدٍ يعتمد على الصيد وبيع اللؤلؤ الى مركزٍ عالميٍ مهم.

Balık tutmaya ve inci satmaya dayanan bir ülkeden önemli bir küresel merkeze.

هذا أمر يعتمد على كم من الوقت من دروسكم كانت فعلاً بالفرنسية

Bu durum kaç dersinizin, İngilizce konuşarak Fransızcadan bahsetmek yerine,

لو كان الأمر كله يعتمد على القيم المُكتشفة ألا يمكن أن يخرج عن السياق؟

bu sadece ortaya çıkan değerlerle yaklaşma yaklaşımı çok mu fazla olur?

أعتقد أنه يعتمد على ذاكرة العائلة ، والأشخاص الذين لا يعرفون القراءة والكتابة غالبًا ما يكون لديهم

Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman