Examples of using "يسأل" in a sentence and their turkish translations:
Trump'a şu soruyu soruyor:
dayanıklı insanlar kendilerine
Tom her zaman benim fikrimi ister.
Başka kimse sormuyor.
bir arkadaşımız soruyor ya saçlarım asıl olmuş
O her zaman aptal sorular soruyor.
Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı.
Tom onu nasıl yapacağını Mary'ye sormalı.
İnsanlar "Neden her gün aynı yere gidiyorsun?" diyor.
O anda bu soruyu soran şeyin mantığım olmadığını fark ettim,