Examples of using "الطفل" in a sentence and their turkish translations:
Kendi canını tehlikeye atarak çocuğu kurtardı.
Sonra çocuk kurtuluyor,
Bebek gelmeye hazırdı.
Bebeğin ağlamasından rahatsız oldum.
Çocuk et yiyor.
top oynayan çocuğu ile birlikte.
o içinizdeki çocuk bana seslendi.
Çocuk çıktı dürüstçe anlattı;
bir dişi kurt o çocuğu aldı
Çocuk karanlıktan korkuyor.
Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.
saldırganlar bu çocukları artık kurban olarak görmeyecekler.
bir kuruma yerleştirmekten iyidir.
ilişki merkezli sınıflar yaratarak
çocuğun dans kursu var, piano öğreniyor
Bir de küçük bir çocuğumuz vardı.
O çocuk annesinin kollarında güvenli hissetti.
Çocuk ona kadar sayabilir.
Kadın çocukla evde kalıyor.
Çocuk topu kaçırıyor ve sokağa doğru yakalamak için koşuyor.
bebeğin kalp atışı 143'tü, normal oran.
özel dersi. Çocuğun oyun oynamaya vakti yok
o çocuk ise Türklerden geriye kalan son Türk'tü
Noel babayı gördüğünde çocuğun yüzü parladı.
Gürültü yapamam. Bebek uyuyor.
Bir çocuğun müzik yeteneği irsi midir?
Bebeği geri verdiği zaman ebeveyinlik ile ilgili sorular sormaya başladı.
Küçük çocuk babası tarafından kendisine verilen parayı kaybetti.
Kayıp çocuk giysilerinden tespit edildi.
Şu çocuk güneşte çok uzun süre bırakıldı.
Hani o bacak kadar çocuk gelip bana raptorlar hakkında ahkâm kesemez.
çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan
Yani çocuk daha formda oldukça daha iyi öğreniyor.
Ve belki, belki bu çocuk daha önce sizdiniz.
Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa
kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar
Çocuk suyun soğuk olup olmadığını görmek için ayak parmaklarını okyanusa daldırdı.
Ben çocuğun annesi olduğum için o benimle yaşamalı.
Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.
Vinci kasabasında noterin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı
O çocuk sadece dört yaşında fakat şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
Bebek tüm gece ağladı.