Examples of using "يجلس" in a sentence and their turkish translations:
Bankta oturuyor.
Sınıfımızda oturan bu çocuklar,
babam ve ağabeyim de arkadalardı.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
bir bağımlılıkla boğuşuyor olma ihtimali var
Orada oturan adam ünlü bir şarkıcıdır.
Tom pencerenin yanındaki masada oturuyor.
bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken
iş maillerini kontrol eden o kişiydim.
Cebimde üçüncü bir sihirli değnek duruyor, toplumdan soyutlanmış şekilde,
İsa'ya karşı simetrik oturan kişi Aziz John
...yaklaşık 4 metre uzakta oturuyor olsalar bile.