Examples of using "يعاني" in a sentence and their turkish translations:
O, soğuk algınlığından çekiyor.
Sayıca Moğollara göre çok azdılar.
Bu zihinsel hastalığa sahip kişiler, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu
bir bağımlılıkla boğuşuyor olma ihtimali var
Oksijene bağlıyken bile nefes almakta güçlük çekiyordu.
Sami bir çöküş yaşıyordu.
Hepimizin kafasında bu olumsuz iç-konuşma var.
ve diyorlardı ki biri acı çekerse öteki de çeker
komşunun oğlu beyin kanaması geçirmiş hep güneşten
- Dünyada bazı insanlar açlıktan muzdariptir.
- Dünyada bazı insanlar açlık çeker.
ona yakın birinin bağımlı olma ihtimali var.
Sami'nin bir alkol sorunu vardı.
Matematikle boğuşan bir öğrenciye uzak bir gelecekte
Hannibal bu esnada kendi problemleri ile uğraşıyor.
Mareşal Oudinot'un 2.Kolordusuyla buluştu.
Sami'nin astımı vardı.
Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
kişinin çocukluğunda yaşadığı travmalar veya istismarlar sonucu problemler ortaya çıkar
28-30 gün, bağımlılığı olan birinin tedavi almada geçirdiği
Fakat karmaşa dolu yıllar sonrası Macar ordusu çok sayıda malzeme ve insan kaybı yaşadı
Rus ordusu sadece altı hafta içinde acı çekti yaklaşık bir milyon kayıp verildi.