Translation of "النافذة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "النافذة" in a sentence and their turkish translations:

افتح النافذة.

Pencereyi aç.

يمكنك فتح النافذة.

Pencereyi açabilirsin.

سيغلق أحدهم النافذة.

Birisi pencereyi kapatacak.

أيمكنك فتح النافذة؟

Pencere açabilir misiniz?

يمكننا فتح النافذة.

Pencereyi açabiliriz.

كسر توم زجاج النافذة.

Tom pencereyi kırdı.

طلبت منه فتح النافذة.

- Ona pencereyi açmasını rica ettim.
- Camı açmasını istedim.

لقد كسر النافذة عمداً.

O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.

طارت النحلة من النافذة.

Arı pencereden dışarı çıktı.

هذه النافذة ضد الرصاص.

Bu pencereler kurşun geçirmez.

البارحة كسر جون النافذة.

John dün camı kırdı.

نشيد من خلال النافذة الآن

Pencereden alkışlıyoruz artık

النافذة خلف يسوع أكبر بقليل

Arkasındaki pencere İsa'nın biraz daha büyük

هلا تفضل أحد لفتح النافذة؟

Birisi bir pencere açabilir mi?

طلبت مني أن أفتح النافذة.

O, pencereyi açmamı istedi.

أُفضل أن أجلس بجوار النافذة.

Pencerenin yanında oturmak istiyorum.

هلّا أغلقت النافذة من فضلك؟

Lütfen pencereyi kapatır mısın?

ألا تمانع أن أفتح النافذة؟

- Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?
- Pencereyi açabilir miyim?

هذه هي النافذة التي كسرها.

Bu onun kırdığı penceredir.

كعقد من الصقيع على زجاج النافذة

Pencere bölmesini kaplayan don gibi

نظف زجاج النافذة بقطعة قماش مبلولة.

Nemli bir bezle pencereyi temizle.

اغلق النافذة قبل الذهاب الى السرير

Yatmadan önce pencereyi kapat.

أيمكنك إغلاق هذه النافذة من فضلك؟

Pencereyi kapatmanız mümkün mü?

يجلس توم على الطاولة بقرب النافذة.

Tom pencerenin yanındaki masada oturuyor.

ومن هذه النافذة كانت فرصة للشاب فلاد

Bu, genç Vlad için bir fırsat penceresi yarattı

أمكننا أن نرى غروب الشمس من النافذة.

Pencereden gün batımını görebiliyorduk.

يقول توم بأنه ليس هو من كسر النافذة

Tom pencereyi kıran kişi olmadığını söylüyor.

دع أولئك الذين يركبون الطائرة ينظرون من النافذة بعين

uçağa binenler şöyle göz ucuyla pencereden dışarıya bir baksın

هناك ، بعد بضعة أسابيع ، سقط برتييه من النافذة وقتل.

Orada, birkaç hafta sonra Berthier bir pencereden düştü ve öldürüldü.

ما بين عمر الستة أشهر إلى سنة، في تلك النافذة الصغيرة

6 aydan 12 aya kadar olan kısa sürede,

من النافذة فتجد كل شيءٍ ينهار. تصرخ ولا يسمعك احد. يهتز المبنى

bakıyorsun ve her şey çöküyor. Bağır ve kimse seni duyamaz Bina sallandı ve

‫لذا أظن أنه يلاحظ تلك الأصوات الخافتة،‬ ‫ويرى الأنوار‬ ‫والتلفاز عبر النافذة،‬ ‫يولي اهتماماً لتلك الأشياء.‬

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.