Examples of using "يتعلم" in a sentence and their turkish translations:
O bir arabayı nasıl süreceğini öğreniyor.
Jim araba sürmeyi öğreniyor.
O hızlı öğrenir.
O, Almanca öğreniyor.
diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.
Tom görünüşe göre Fransızca öğrenmek istiyor.
Bütün doktorların, her bir hekimin reçeteli ağrı kesicilerin ve opiyatların
2030 yılına gelindiğinde her genç okula gitsin, öğrensin, eğitim alsın