Examples of using "لعمل" in a sentence and their turkish translations:
Pekâlâ, bunun için hazırlanalım. Atlamak için hazır olun.
Sonra bir sonraki kontrol setini yapmak için doğruca oraya gitti.
Ama biliyor musunuz, doğru olanı yapmak için asla geç değil.
Küresel ısınmanın insan eylemlerinin sonucu olduğunu düşünüyor musunuz?
Tom neredeyse her şeyi benim için yapmaya istekli olduğunu söylüyor.
Pekâlâ, artık ihtiyacım olan tek şey yatak yapmak için malzeme bulmak.
Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.