Translation of "الأوان" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الأوان" in a sentence and their turkish translations:

حان الأوان أن آخذ عطلة.

Bir tatil yapmamın zamanı geldi.

حان الأوان كي تقص شعرك.

Artık saçlarını kesmenin zamanı geldi de geçiyor.

- علينا أن نوصله إلى المستشفى قبل أن يفوت الأوان.
- علينا إيصاله إلى المستشفى قبل فوات الأوان.

Çok geç olmadan önce onu hastaneye götürmek zorundayız.

لكن تعلمون، لم يفت الأوان بعد لعمل شيء.

Ama biliyor musunuz, doğru olanı yapmak için asla geç değil.

لقد فات الأوان تقريبا. ولكن بمهارة هائلة ، تمكن

Neredeyse çok geçti. Ancak muazzam bir beceriyle,

لكن هذه التنازلات كانت قليلة للغاية بعد فوات الأوان.

Ama bu tavizler çok azdı çok geç.

من الممكن علاج السرطان إذا اكتشف قبل فوات الأوان.

Zamanında teşhis konulursa kanser tedavi edilebilir.

أعطى نابليون لدافوت دورًا يبدو - بعد فوات الأوان - إهدارًا كارثيًا لقدرته.

Napolyon, Davout'a - geriye dönüp bakıldığında - yeteneğini feci bir şekilde boşa harcayan bir rol verdi.

لقد فات الأوان لتقدم فيتجنشتاين حارس ، هزم في Mormant ، مع 2000 ضحية.

Wittgenstein'ın ilerlemesi için çok geçti 2.000 ölü ile birlikte Mormant'a yönlendirildi.