Examples of using "عجيبة" in a sentence and their turkish translations:
ve üzerimize ilginç kostümler giyeriz.
Bu hayvanlar son derece egzotik ve garip.
O inanılmaz derecede hızlı konuşuyor.
insana çok acayip bir saflık, bir hümanizm kazandırıyor.
bayağı küçük, bayağı garip,
Karakola, girdim, ağabey acayip bir şey oldu;