Translation of "يعطي" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يعطي" in a sentence and their turkish translations:

يعطي عقوبات كبيرة

çok büyük cezalar veriyor

نجم الغناء يعطي الأمل.

Popstar umut dağıtıyor filan diye.

والذي يعطي قيود بديلة،

ortak oldular.

يعطي للإنسان نقاء وإنسانية عجيبة .

insana çok acayip bir saflık, bir hümanizm kazandırıyor.

البرنامج يعطي هذا الحق أيضا

program bu konu da hakkını veriyor yani

أبي يعطي أمي كل راتبه الشهري.

Babam tüm maaşını anneme veriyor.

أراد سامي أن يعطي معنى لحياته.

Sami kendi hayatına anlam vermek istedi.

يعطي أصحاب الأرض المسطحة المثال التالي مرة أخرى

düz dünya'cılar yine şu örneği veriyorlar

السؤال يعطي نتيجة حتى عندما لا تحصل على إجابة.

Bu soru işe yaramadığında bile işe yarıyor.

يعطي ذلك فكرة للطبيب أنه يوجد صلة مع العالم الخارجي.

Bu doktora dış dünyayla bir bağlantı olduğunu gösterir.

يعطي نضالا كبيرا في الأعمال التي جلبت إلى تركيا مدير متحف Usak

O eserlerin Türkiye'ye getirilmesinde büyük mücadele veren Uşak Müze Müdürü

تم تصميمه بحيث ان الخط الواصل بين نقطتين على الخريطة يعطي نفس

Haritadaki iki nokta arasında çizilen bir çizginin, bu noktalar arasında gezinmek için

ولكن لا تزال هناك أحداث رائعة. هذا الرجل يعطي أيضا أخبار عن المستقبل.

Ama yine de dikkat çekici olaylar var. Gelecekle ilgili haberler de veriyor bu adam.

- هل تعرف ماذا يعني عندما يهدي الرجل المرأة خاتماً؟
- هل تعرف ماذا يعني عندما يعطي الرجل المرأة خاتماً؟

Bir erkek bir kadına bir yüzük verirse bunun ne demek olduğunu biliyor musun?