Examples of using "ربّما" in a sentence and their turkish translations:
Belki de kavga etmişlerdir.
- Belki de hastaydı.
- Belki rahatsızdı.
Belki de Fadıl'dır.
Şu ana kadar çıkarabildiğiniz kadarıyla,
Belki de Fadıl'la kavga etmişti.
muhtemelen şarap içip peynir yiyorlar
Şemsiyesini otobüste bırakmış olabilir.
Belki bundan bir ders çıkarırsın.
Belki de bizimle kalabilirsin.
Belki de onu unutmamız gerek.
Belki bana onun nerede olduğunu söyleyebilirsin.
Belki Tom'u nerede bulabileceğimi bana söyleyebilirsin.
estetik açıdan hoşnut edici bir şeyler buluyorsun.
Üzgünüm beyler. Belki bir dahaki sefere.
"Sanırım belki de ikisi." derdiniz.
Belki de özel olarak konuşmak istiyorsun.
Belki de buna tekrar bir göz atmanız gerekir.