Translation of "كانوا" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "كانوا" in a sentence and their turkish translations:

كانوا جائعين.

Onlar açtı.

كانوا يحسبوننا من الفاصوليا وأحيانًا كانوا يقولون الحمص

bizi fasulyeden sayarlardı bazen de nohut derlerdi

كانوا سيأخذون الفضل ، كانوا يطلقون النار من الباب.

Kredi çekmeye gidiyordu, adeta kapıdan kovuyorlardı.

أجدادنا كانوا مخطئين.

atalarımız yanılıyorlardı.

الأطفال كانوا فرحين.

çocuklar mutluydu.

كانوا يكرهون توم.

Onlar Tom'dan nefret ediyorlardı.

كانوا يتكلّمون بالألغاز.

Bulmaca gibi konuşuyorlardı.

كانوا كلهم ضعفاء.

Onların hepsi zayıftı.

‫كانوا يملأونه بالمواد الكيميائية،‬ ‫ثم كانوا يلقون بكل الأحجار هناك‬

Bunu kimyasallarla doldurup tüm kayaları bunun içine atarlardı

‫كانوا يأخذون حصاة صغيرة.‬

Küçük bir taş alıyorlar.

كلهم كانوا متنوعين تمامًا

ve hepsi tamamen farklı olurdu,

كانوا يترقبون اشارة البدء.

Başlamak için işaret bekliyorlardı.

كانوا يستمعون إلى المذياع.

Radyo dinliyorlardı.

كل الأعضاء كانوا متواجدين.

Bütün üyeler hazır bulundu.

كانوا وحيدين في المكتبة.

Kütüphanede yalnızdılar.

كلّ المدرّسين كانوا هنا.

Bütün öğretmenler buradaydı.

وإذا كانوا يشبهونه أو لا

Hoşlansalar da, hoşlanmasalar da.

أبائنا كانوا نتاج حقوق العصر،

Ailelerimiz, Vatandaşlık Hakları Hareketi

كلهم كانوا جزءاً من الصورة،

hepsi büyük resmin birer parçasıydı.

كل هؤلاء الناس كانوا مقيمين.

Bu insanların hepsi hareketsizdi.

كانوا رؤساء تنفيذيين ذكورًا بيضًا؟

beyaz erkek CEO'lar olduğunu söylemiş miydim?

كانوا يغلقون هذا المصنع بسمو.

Onurlu bir şekilde fabrikayı kapatıyorlardı.

ربّما كانوا يتناولون الجبنَ والنبيذ

muhtemelen şarap içip peynir yiyorlar

لقد كانوا من مليارديرات التكنولوجيا.

Adamlar teknoloji milyarderleriydi.

كانوا متقدمين علينا كثيرًا كعصر

bizden çağ olarak çok ileridelerdi

لكن السلاجقة كانوا مسلمين أيضًا

Fakat Selçuklular da müslümandı

ولا يمكنك المساعدة في التفكير إذا كانوا قد كانوا بكامل قوتهم ، لكانوا قد فازوا.

Ve tam güçte olsalardı, kazanacaklarını düşünmeden duramazsın.

بسبب أنهم كانوا وحيدين في الأساس.

başta yalnız oldukları için yakalanırlar.

كانوا مركزين على تعقب حركة الكرة،

topu takip etmeye o kadar odaklanmış ki

وسعوا لتحقيق أحلام كانوا يريدون تحقيقها

ve istedikleri hedefleri gerçekleştirmeye girişenlere kadar.

لقد كانوا مخربين بطريقة سيئة جداً،

Çocuklar çok saldırgandı

وأحيانًا كانوا يتوقفون لقليل من الدردشة.

ve bazen, ayaküstü sohbetler için dururlardı.

كانوا أكثر قابلية لإعطاء رد إيجابي

Performans sonrasında performans öncesine göre

ولكن جميعهم كانوا يحبون أكل الحيوانات.

fakat tanıdığım herkes, hayvan yemeyi de seviyordu.

حيث كانوا يحدثوني عن آمالهم وأحلامهم.

Bana umut ve hayallerinden bahsediyorlar.

والذين لم ينجوا كانوا هم المتفائلين.

Hayatta kalamayanlar optimistlerdi.

فهل كانوا سيذهبون بها إلى (كان)؟

Sherly'i Cannes'a uçuruyor olurlar mıydı?

لأن جنوده كانوا يضحكون عندما رآه

çünkü asker arkadaşları onu görünce gülüyordu

كانوا يعتقدون أن عقلك سيخرج فجأة

aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi

كانوا يفعلون هذه الحرب على التكنولوجيا

Bu savaşı teknoloji üzerinden yapıyorlardı

لكن أبنائه ، "الخنازير" ، كانوا حقيقيين للغاية.

Ama oğulları "domuzcuklar" çok gerçekti.

الذين كانوا يقتربون لتعزيز الطليعة الصليبية.

Macarlar, Haçlıları güçlendirmek için geldi.

بل كانوا أطفالًا من أسر فقيرة.

Onlar fakir ailelerin çocukları.

‫أعني أنهم كانوا داخل عالم الطبيعة.‬

Resmen doğanın içindeydiler.

كل التلاميذ تقريبا كانوا في القسم.

Neredeyse tüm öğrenciler sınıftaydı.

هل كانوا مشغولين في الإسبوع الماضي؟

Onlar geçen hafta meşgul müydü?

كانوا يأتون سابقًا لأنها كانت مجانية.

Bedava olduğu için geliyorlarmış.

ومغني الراب كانوا يتكلمون بلغة قريبة مننا.

ve rapçiler, ilişki kurabildiğimiz bir dilden konuşuyorlardı.

كانوا يعرونني الإهتمام عندم أطرح أي فكرة.

Bir fikir paylaştığımda beni ciddiye aldılar.

كانوا الأسوأ في التعلم من الأخبار السلبية

kötü haberden öğrenmede en kötüleriydi

سواء للأشخاص الذين كانوا يعيشون في جماعات

hem de en önemlisi dışlananlar için

الكثيرون ممن كانوا اشتراكيين، هاجروا إلى الرأسمالية.

Sonuçta, sosyalist fikirlere sahip pek çok kişi kapitalizme meyletti.

وحيث كانوا يتفاخرون بأهداف البيسبول والتقارير المدرسية.

beyzboldan ve karnelerden övünerek söz ettikleri bir yer.

تصوّرتُ أنّ الألمانيّين والروسيين كانوا يحاربون الأمريكيّين،

Amerikalılarla kavga eden Almanlar ve Rusları düşünüyorum.

‫كانوا يقومون بكثرة بالتنقيب عن الذهب هنا.‬

Burada çok fazla altın aranmış.

حسنا هؤلاء المتصيدون كانوا يتخطون مدخل البعد

Bu troller ise boyutlar arasında geçişler yapıyorlardı

كما لو كانوا يرمون الكرات بهذه الطريقة

hani böyle top atarlardı

للنبلاء الإفرنجيين الذين كانوا على ثقة بإمكانياتهم.

Fransız asillerine verdi ve onlara güvendi.

فقد كانوا يعملون معهما بدمائهم وعرقهم ودموعهم.

onlarla kan, ter ve göz yaşları içinde çalıştılar.

بينما الآخرون فقد كانوا يعملون لأجل الراتب.

Diğerleri sadece maaş için çalıştılar.

كانوا يواجهون الكثير من المشكلات مع ذويهم ومجتمعهم

Çocuklarının mutluluğu ve hayatından çok

رغم ذلك، كانوا كلما تعرضوا لمخاطِر في المُحاكِي،

Ancak simülatör aracılığıyla daha çok riske tabi tutulduklarında

الذين كانوا قد تركوا كل قصص الكراهية ورائهم

bu toplulukların inanılmaz hikâyelerini dinlerken bile

كانوا يحفرون صلباناً معقوفة بالشفرات على أفخاذ الفتيات.

Kızların uyluklarına jiletle svastika çiziyorlardı.

مرة أخرى كانوا يعلمون كيفية استخدام درع السيف

yine kılıç kalkan kullanmayı öğretiyorlardı

الناس مثلنا كانوا يسيرون في الشوارع. مثلنا تماما.

Tıpkı bizim gibi insanlar sokaklarda dolaşıyordu. Tıpkı bizim gibi.

أمّا الأشخاص الذين كانوا يؤمنون بحلم الأخوين رايت

Wright kardeşlerin hayallerine inanan insanlar,

إذ أن 25% من الحاضرين كانوا بيض البشرة.

Dinleyicilerin yüzde 25'i beyazdı.

ذلك يبدو طراز قديم، ولكنهم حينها كانوا على شيء.

Biraz eski moda gibi ama o zamanlar bunun bir nedeni vardı.

إذا كانوا يتحدثون عن خسارة عضو من أفراد العائلة.

Aileden birini kaybetmekten konuşuyorlarsa

وهذا لا يعني أنهم كانوا على صواب أو خطأ،

Haklı olup olmadıkları anlamında değil

أقصدٌ أن هؤلاء الاشخاص عرفوا ما كانوا يقومون به.

Demem o ki bu insanlar ne yaptığını biliyor.

لكن هؤلاء الأشخاص، أساسًا، كانوا يعملون في نظام مُنصف

Öncelikli olarak bu insanlar bencil, hızlı ya da pratik olan yerine

وفي نفس الوقت، الكثير من الناس الآخرين كانوا مُنقطعين

Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,

ولكن عند أولئك الأشخاص الّذين كانوا محرومين من النّوم،

Uyku yoksunu insanlarda ise

وأقول لكم "آباء" لأنّهم -كما تعرفون- كانوا ذكوراً كلّهم

ve "babaları" diyorum çünkü yüzleşmemiz gerek, hepsi erkekti --

لا أعلم هل كانوا داخلين في رهان أم ماذا؟

Bahis mi oynuyorlardı, anlayamadım.

بعد هذه الفترة التي كانوا يطلقون عليها الصدمة الشوكيّة،

"Belkemiği şoku" dedikleri şeyden sonra

لكن كانوا يقتربون من هدفهم المقصود، واصل الرومان الهجوم.

Fakat hedeflerine yaklaştıkça Romalılar saldırı pozisyonuna geçtiler.

كانوا يحرموننا من الماء، أو يعطوننا كأساً واحداً يومياً.

Genellikle bize su vermezlerdi veya günde sadece bir fincan verirlerdi.

لذلك كانوا في الواقع يواجهون قوة مدرعة بدون دروعهم.

Yani zırhları olmayan bir zırhlı kuvvetle karşı karşıyaydılar.

زوجتي و ماري كانوا في الجزء الخلفي من الطائرة .

Karım ve Mary uçağın arkasındaydılar.

لقد وجد بأن هذه الأقسام، كل الثمانية، كانوا مختلفين كليّاً

Bu sekiz ekibin hataları konuşmak söz konusu olduğunda diğerlerine kıyasla

ومن ثم ظللتُ أقابل أشخاصًا ممن كانوا ذاهبين لنفس الزفاف،

Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum.

تمركزت قوات الأرمن والفرنسيين في الطليعة لأنهم كانوا يعرفون المنطقة

Silisyalı Ermeni ve Frank birlikleri öncülerdi ve alanı bildikleri için

بغض النظر عن خصوماتهم السياسية، فإن قطز وبيبرس كانوا رجالًا

Politik düşmanlıkları dışında Qutuz ve Baybars

قام بفرض الضرائب على البويار الذين كانوا معفيين عن الضرائب

Önceden ücretsiz çalışan Boyarlara(macar taraflarındaki şövalyelere verilen ad) para öder

كانوا معتقدين بأن القرطاجيين في طور التراجع، اندفع الايبريون لاعتراضهم

Kartacalıların çekildiğini düşünen İberliler onlara engel olmak için davrandılar.

أعني ، هل بنى الناس هذا الهيكل عندما كانوا جامعي الصيادين؟

yani insanlar avcı toplayıcıyken bu yapıyı mı inşa etti?

حتى هذا الوقت كانوا دائما يعلموننا مثل هذا ، كان صحيحا.

Bu zamana kadar hep bize böyle öğrettiler, doğruymuş.

أن الطريق كان خطرًا جدًا عندما كانوا هنا من قبل.

önceki gelişlerinde yolun çok tehlikeli olduğunu söylüyor.

لكن، من كانوا يجلسون على هاتين الطاولتين لم يصابوا بالمرض.

Ama bu masada yemek yiyen insanlar hastalanmadı.

وبنظرة شديدة الحزن في عيونهم، كانوا على علم أنهم يخسرون المعركة.

ve gözlerindeki derin üzüntü savaşı kaybedeceğimizi söylüyordu.

كانوا يحاكون ما يمكن أن يحدث في الواقع تحت سيناريوهات مختلفة

farklı senaryolarda ne olacağını gerçekten gösteriyorlardı,

وعم إن كانوا يواجهون مشاكل مع أي شيء لم يخبرونا به.

gerçekten nasıllar ve bize söylemedikleri bir dertle boğuşuyorlar mı?

ذعرت الدواب وداست على الجنود الذين كانوا يبحثون عن ملجئ ليحميهم

Hayvanlar panikledi ve umutsuzca korunak arayan askerleri ezdiler.

وبينما كانوا يأتون من القمر ، أحضروا 380 كيلوغرامًا من حجر القمر

Ve Ay'dan gelirken 380 kilogram ay taşı getirdiler

بعد أن كانوا يهاجمون بنشاط القراصنة العثمانيين والشحن في بحر إيجة،

onlar artık Osmanlı korsanlarına ve Ege Denizi'nde yelken açan gemilere ve yaklaşık 50 yıl önce Symrna'nın işgaline saldırmak için aktifti.

هل لأن أثرياء اليوم أكثر ذكاءًا ممّا كانوا عليه قبل 30 عام؟

Zenginler bizim 30 yıl önce olduğumuzdan daha mı zeki?

وأعتقد أنهم ربما كانوا في حالة إنكار لما كان يحدث مع ريشارد.

ve sanırım Richard'a olanlar konusunda muhtemelen gerçeği inkâr ettiler.