Translation of "دخول" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "دخول" in a sentence and their turkish translations:

وبعد دخول الكواكب السبعة،

ve yedi gezegenin hepsi girdikten sonra

لم يستطع دخول هذا البلد لسنوات

yıllarca girememişti bu ülkeye

‫والآن يمكنك دخول عالم الأخطبوط خاصتي."‬

Artık ahtapot dünyama gelebilirsin."

يتلقى البرنامج تأكيدًا منك قبل دخول الاجتماع

program toplantıya girmeden önce sizden onay alıyor

لا يستطيع الرجال والنساء دخول نفس البيئة

Kadın ve erkek aynı ortama giremiyor

دخول الحجر الصحي ليس عارًا ولا خطيئة

Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır

من الرائع دخول مصرف ومعك مسدس عيار 45.

Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.

حتى أولئك المرضى حقا لا يريدون دخول الحجر الصحي

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

برهن حنبعل على دهاءه بعدم رغبته في دخول معركة مجهولة المصير

Hannibal sonucu belirsiz muharebeye katılmayarak akıllılığını gösteriyor.

‫دخول المنجم كان قراراً حكيماً.‬ ‫وجدنا أحد الكائنات التي كنا نبحث عنها،‬

Yer altı mağarasına girmek iyi bir karardı. Aradığımız yaratıklardan birini de bulduk

لكن مع دخول طقس الربيع الدافئ، قام الجنرال القرطاجي بعمل غير متوقع

Ilık bahar aylarının gelişiyle Kartacalı general beklenmeyeni yapıyor.

من هناك إلى المنطقة التي تشكلت من خلال دخول خطوط القوة مرة أخرى

oradan tekrar içeriye giren kuvvet çizgilerinin oluşturduğu alana