Examples of using "تعب" in a sentence and their turkish translations:
O sadece beklemekten bıkmış.
babası Trump'dan bıkmış durumda
Televizyon seyretmekten bıktım.
- Yorgunum. Yatmaya gidiyorum.
- Yoruldum. Yatacağım.
Tom okumaktan bıktı ve dışarı çıkmak ve oynamak istedi.
Eğer gerçekten videoyu izledikten sonra vücudunuzda bir yorgunluk varsa
Eğer ki beyninizi zaten zorlamadıysanız şu an bir yorgunluk hissetmiyeceksiniz