Examples of using "القراءة" in a sentence and their turkish translations:
çocuklara okumayı öğretmek?
O okumayı sever.
Okumaktan vazgeç.
Tom okumayı sever.
Dedem okumayı sever.
Ben gözlüksüz okuyabilirim.
O, oldukça iyi okuyabilir.
Tom okumayı bıraktı ve yattı.
başarılı olamaz.
O, okuma ve yazma öğretir.
Şu öğrenciler gerçekten okuyamaz.
Anne ve babaların, çocuklarını kitap okumaya teşvik etmeleri gerekir.
Ben okuma alışkanlığı ile ilgili bu vizyonu gördükten sonra
hiç okumayı öğrenmemiş insanlar vardı.
Sonra hızlı okuma, hitabet, ders çalışıyorum
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
Yine de bu kadın kendi kendine okumayı ve yazmayı öğrenmiş
okuma ve matematikte minimum yeterlik seviyesine ulaşamıyor.
Avrupalıların yalnızca %15'i okuma yazma biliyordu.
çocuklara her gün okuma yapmak oldukça önemli görünüyor.
Yaklaşık iki ayın sonunda okuma hızım üç katına çıktı
Tom okumaktan bıktı ve dışarı çıkmak ve oynamak istedi.
Bazen o kadar çok şey okurum ki yemek ve uykuyu unuturum.
eğitimden bu kadar korkmayın. Merak etmeyin okumuşların şerri olmaz!
Fakat o yıllarda kadınlarda okuma yazma oranı
Okuma odasında konuşma.
Bu kitap benim okumam için zor.
Bence bu aile hafızasına dayanıyor ve okuyamayan ve yazamayan insanların çoğu zaman