Examples of using "تسرع" in a sentence and their turkish translations:
Acele etmelisin.
Acele etsen iyi olur.
- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.
Sen hızlı konuşuyorsun.
Acele etmezsen, asla köye ulaşmazsın.
, Kuzey Kutbu ve Antarktika'da buzun erime oranını
Sana yolda hızlı gitmenin tehlikeli olduğunu söylememiş miydim?
Hava kararmadan önce eve varmak istiyorsan, acele etsen iyi olur.