Examples of using "الوقوع" in a sentence and their turkish translations:
Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.
Aşık olmak dünyadaki en doğal şeydir.
Tom'u benim yaptığım aynı hataları yapmaktan durdurmaya çalışıyorum.
Leyla masum görünüyordu ama sevmek için tehlikeliydi.
Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.