Examples of using "الركض" in a sentence and their turkish translations:
O koşmayı sever.
Tom hızlı koşabilir.
O çok hızlı koşamaz.
Burada koşmak tehlikeli mi?
- Sincaplar gerçekten hızlı koşabilirler.
- Sincaplar gerçekten hızlı bir şekilde kaçabilirler.
O, çok hızlı koşamadı.
Sanırım Tom kadar hızlı koşabilirim.
O, on saniyeden daha az bir süre içinde yüz metre koşabilir.
Yani çeşmeye koşarken benimle birlikte koşabilecek insanları aradım.