Examples of using "الرؤية" in a sentence and their turkish translations:
Kilit duyu, görmedir.
Görüş mesafesi ince tabakalı sabah sisiyle zorlaşmış durumda.
Filler zar zor görebiliyor.
ve gözleri görmüyor
Dikiz aynası düştü.
Piton gece göremediğinden...
görme yetileri ise çok düşüktür bu yarasaların
Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.
görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.
Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.
Tom dikiz aynasında kendine baktı.
Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.
Tom dikiz aynasına baktı.
Tom arka dikiz aynasında bir polis arabası fark etti.
Tünel görüşüne sahipseniz bu biraz problem, çünkü bu durum
Görme olarak değil, algı ve farkındalık anlamında bir kör nokta.
Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.
işte o vizyon nereden geliyor, işte buradan geliyor. O paradan.
Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.
Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.
Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.