Translation of "اسمه" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "اسمه" in a sentence and their turkish translations:

- أعرف اسمه.
- أعرف اسمه

Onun adını biliyorum.

اسمه بيلي-

Adı Billy.

أعرف اسمه.

Onun adını biliyorum.

نسيت اسمه.

Sen onun adını unuttun.

اسمه بوب اوستين،

adı Bob Osteen

متابع اسمه FBIYeager

FBIYeager isimli bir takipçimiz

هل تذكر اسمه؟

Onun adını hatırlıyor musun?

تابع اسمه Samet Yıldırım

Samet Yıldırım isimli bir takipçimiz ise

كان اسمه الأول Googol.

İlk ismi Googol'du.

بالكاد يستطيع كتاب اسمه.

O adını güçlükle yazabiliyor.

لا يعرف أحد اسمه.

Hiç kimse onun adını bilmiyor.

ألك ابن اسمه توم؟

Tom adında bir oğlun var mı?

جيمس هو اسمه المسيحي.

James onun vaftiz ismi.

-اسمه هو Geshe Kelsang Gyatso-

--adı Geshe Kelsang Gyatso--

لا يوجد شيء اسمه الأخلاق

ahlak denen bir şey yok

لدينا شخص اسمه تومريس هاتون

Bizde Tomris Hatun diye bir kişi var

أحد متابعينا اسمه Emre Karaoğlu

Emre Karaoğlu isimli bir takipçimiz ise

لا أستطيع تذكر اسمه الآن.

Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.

شخص اسمه ايتوه يريد مقابلتك.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

كان له الولد اسمه شيان

Onun Qian adında bir oğlu vardı.

توم لم يُعْطِ اسمه الحقيقي.

Tom kendisinin gerçek adını vermedi.

هل تعلمون كان اسمه سديم بالفعل؟

Gerçekten bulutsuymuş biliyor musunuz adı?

كان اسمه جورج، وكان يكره الجميع.

Adı George'tu ve George herkesten nefret ederdi.

‫ترجمة اسمه الحرفية هي "نفخة السم"،‬

Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".

اسمه الحقيقي هو علي كمال سونال

asıl ismi Ali Kemal Sunal

ليس بمقدور توم كتابة اسمه بعد.

Tom henüz kendi adını yazamıyor.

وفي النهاية عندما يُنادى اسمه، ويعتلي المنصة

En son ismini anons ettiklerinde kürsünün başına geldiğinde

- لا أعرف إسمه.
- أنا لا أعرف اسمه

Ben onun adını bilmiyorum.

‫حصل على اسمه من عرض عدواني يجلب الأنظار.‬

İsmini göz alıcı bir saldırganlık gösterisinden alıyor.

الحجلة. على الرغم من أن اسمه سخيف للغاية

seksek. İsmi bir o kadar saçma olsa da

روى لنا قصة عن فتى اسمه توم سوير.

O bize Tom Sawyer adında bir çocuk hakkındaki bir hikayeyi anlattı.

- كتب "مع أطيب التحيات" في آخر الرسالة ثم وقع اسمه.
- كتب "مع تحياتي" في ذيل الخطاب ثم قام بتوقيع اسمه.

O, mektubun sonuna "saygılarımla" yazdı ve sonra imzalamaya devam etti.

‫كنت أصوّر فيلمًا اسمه "ذا غريت دانس"‬ ‫برفقة أخي.‬

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

أذكر شكله و لكنني لا أستطيع أن أتذكر اسمه.

Onun yüzünü hatırlayabiliyorum ama onun adını hatırlayamıyorum.

في وقت من الاوقات، كان هناك قط اسمه تانغو.

Bir zamanlar, Tango adında bir kedi varmış.

اكتشفت اليوم أن هناك فيلم اسمه "الروس قادمون!" الروس قادمون!

Bugün "Ruslar geliyor! Ruslar geliyor!" adında bir filmin olduğunu keşfettim.