Examples of using "إيجاد" in a sentence and their turkish translations:
Tim'i bulamıyorum.
Benim kalemimi bulamıyorum.
Yaşamak için bir yol bulabilir misin?
Eski bir fabrikayı bulmaya çalışıyordum.
en iyi mekânı bulma olasılığınız
ve Ay'ı nasıl yapacağımızı hâlâ çözmeye çalışıyorduk.
O zaman buna bir çözüm yolu bulmamız lazım
Uzmanlar, polis ağı dragnet gözetiminin güvenliği artırdığına --
Araştırmacılar, tetiği kimin çektiğini bulamadılar.
bunun muhakkak ama muhakkak bir çözümü olmalı.
Tom bir iş bulamadığından şikayetçi oldu.
çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da
düşüp dizi kanadığında beraber ona çare bulmaya çalışırdın
Bunu sizin için yapacak birini bulmak kolay olacak.
Gerçekten ihtiyacım olan bilgiyi tam olarak bulamadım.
Sami, kadın bulma veya kadın seçme konusunda asla bir sorun yaşamadı.
hiçbir önemli sinyal bulamadık.
Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın
Ve insanlarla bağımız olmadığı zaman, uğraşırız, bağ kurmanın bir yolunu buluruz
günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak
Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER
Nasıl daha kolay iş bulabilirler, hafızalarını nasıl geliştirebilirler,
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.