Examples of using "أعني" in a sentence and their turkish translations:
Hepimizi kastediyorum...
Hem de hiç.
Burada ne demek istiyorum?
Demek istediğim,
Esas olan ne, değil mi?
Bununla neyi kastediyorum?
Çevrenize bir bakın.
Yani bir şeyi umut ediyorum,
Demek istediğimi anlıyor musun?
Yani, bankacılık bu!
12 kez hayır denmiş.
İçeri zor bela taşınanları,
Benim zengin bir çocuk olup
Yani, kısmen onu buldu.
Yani akıl almaz bir hayat bu.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Bunu tam belli olmayan genelleyici bir anlamda söylemiyorum.
adını bile duymadım desem yeridir yani.
Resmen doğanın içindeydiler.
Bir nevi takıntı hâline gelmişti.
Ve "neden" ile demek istediğim "kâr yapmak" değil.
Uyuşturucu ticareti destekçisi ve şiddet dolu.
Tabii miras derken her yerdeki insanları kastediyorum.
Yani ben kesinlikle Richard'ı tarif ettim
yani hani "bayağı" bir terliyorum, yoruluyorum filan o sırada,
Yani hepsinin temelinde aynı şey var, değil mi?
Güreşemedim,
Renk kadar basit bir şey
Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.
Demek istediğim bu size has bir avantaj.
Bu, çocuk olmanın avantajı olmadığı anlamına gelmiyor.
Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.
Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.
Netflix'le inanılmaz işler yaptın, milyardersin
Bu durumda sosyal medya neredeyse kamu hizmeti haline geldi.
Kısırlaştırma, hadım veya aşı için gelenleri kastetmiyorum.
Tam olarak sıcak sayılmaz ama orada donmaktan iyidir.
yani insanlar avcı toplayıcıyken bu yapıyı mı inşa etti?
Yani Taşikardi'de dans etmeyebilir tabii büyükannemiz, yani normal.
yani olayları anlatırsam isimler ayyuka çıkacak anlatmak istemiyorum ama