Translation of "Yemeğine" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Yemeğine" in a sentence and their spanish translations:

Tom öğle yemeğine çıktı.

Tom salió a almorzar.

Öğle yemeğine davet edildim.

Me invitaron a almorzar.

Akşam yemeğine davetini reddettim.

Decliné su invitación a cenar.

Akşam yemeğine geliyor musun?

¿Venís para la cena?

Akşam yemeğine geç kalacak.

Ella va a llegar tarde para la cena.

Akşam yemeğine geç kaldım.

- Llego tarde a cenar.
- Llego tarde a la cena.

Tom öğle yemeğine dokunmadı.

Tom no tocó su almuerzo.

Bizimle öğle yemeğine gel.

Vente a comer con nosotros.

Akşam yemeğine davet edildim.

Me invitaron a cenar.

Tom akşam yemeğine geç kaldı.

Tom llegó tarde a la cena.

O, Jane'i akşam yemeğine çıkardı.

Él sacó a Jane a cenar.

Tom Mary'yi akşam yemeğine götürdü.

Tom llevó a Mary a cenar.

Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

Invité a mis amigos a cenar.

Tom'un Japon yemeğine düşkünlüğü var.

Tom está fascinado por la comida japonesa.

Bugün seninle öğle yemeğine gidemem.

Hoy no puedo ir a comer contigo.

Jane'i akşam yemeğine davet ettim.

Invité a Jane a cenar.

Onları akşam yemeğine davet ettim.

Los invité a cenar.

Komşularımı akşam yemeğine davet ettim.

- He invitado a cenar a mis vecinos.
- He invitado a mis vecinos a cenar.

Tom'u öğle yemeğine davet ettim.

Invité a Tom a almorzar.

Neden beni akşam yemeğine götürmüyorsun?

¿Por qué nunca me sacas a cenar?

Biz akşam yemeğine davet edildik.

Estamos invitados a cenar.

Akşam yemeğine gitmek ister misin?

¿Te gustaría ir a cenar?

Arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

Ella invitó a sus amigos a cenar.

- Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.
- Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

- Mis amigos me invitaron a una cena.
- Mis amigos me invitaron a cenar.

- O, beni akşam yemeğine davet etti.
- Onun tarafından akşam yemeğine davet edildim.

Ella me invitó a cenar.

- Neden Tom'u akşam yemeğine davet ettin?
- Neden Tom'u akşam yemeğine davet ettiniz?

- ¿Por qué invitaste a Tom a cenar?
- ¿Por qué invitaron a Tom a cenar?
- ¿Por qué invitaste a Tom a la cena?
- ¿Por qué invitaron a Tom a la cena?

Öğle yemeğine çıkıyoruz. Sen de gelsene.

Vamos a salir a almorzar. ¿Por qué no vienes?

O bizi akşam yemeğine davet etti.

Nos invitó a cenar.

Akşam yemeğine kadar ne kadar sürer?

¿Cuánto tiempo falta para la cena?

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

- Mis amigos me invitaron a una cena.
- Mis amigos me invitaron a cenar.

O, beni akşam yemeğine davet etti.

Ella me invitó a cenar.

Tom'u akşam yemeğine davet ettin mi?

- ¿Lo invitaste a Tom a cenar?
- ¿Invitaste a cenar a Tom?

Hala öğle yemeğine gitmek istiyor musun ?

¿Todavía quieres ir a almorzar?

Patronum beni akşam yemeğine davet etti.

Mi jefe me invitó a cenar.

Öğle yemeğine on kişi davet ettik.

Invitamos a diez personas a comer.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

Mis amigos me invitaron a cenar.

O beni akşam yemeğine davet etti.

Él me invitó a cenar.

Onlar beni akşam yemeğine davet etti.

Me invitaron a cenar.

Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.

Tom invitó a Mary a cenar.

Ben sizi akşam yemeğine davet edebilir miyim?

- ¿Puedo invitarle a cenar?
- ¿Puedo invitaros a cenar?

Bizi akşam yemeğine davet ettiğiniz için teşekkürler.

Gracias por invitarnos a cenar.

"Akşam yemeğine ne kadar var?" "Beş dakika."

«¿Cuánto queda para cenar?» «Cinco minutos.»

Eğer erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.

Si empezamos temprano, podemos terminar para el almuerzo.

Beni akşam yemeğine davet ettiğiniz için teşekkür ederim.

Gracias por haberme invitado a cenar.

Ben akşam yemeğine davet edildiğim için memnun oldum.

Me alegro de que me hayan invitado a cenar.

Bana yardım edersen seni akşam yemeğine davet ederim.

Si me ayudas, te invito a cenar.

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın.

Apúrate para que no llueges tarde al almuerzo.

Annesi akşam yemeğine geç kaldığı için onu azarladı.

Su madre le regañó por llegar tarde a la cena.

Tom Mary ve arkadaşlarını akşam yemeğine davet etti.

Tom invitó a Mary y sus amigos a cenar.

Eğer meşgul değilseniz, sizi öğle yemeğine davet etmek isterim.

Quisiera invitarle a almorzar, si no está ocupado.

Tom'un Mary'ye sürpriz yapacağını ve onu akşam yemeğine götüreceğini düşündüm.

Pensé que Tom sorprendería a María y la llevaría a cenar.

Karına bazı çiçekler almalısın ve onu akşam akşam yemeğine götürmelisin.

Deberías comprarle a tu esposa algunas flores y llevarla a cenar.

Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.

Muchas gracias por haberme invitado a cenar la otra noche.

Tom Mary'yi akşam yemeğine çıkarmak istedi, fakat o hayır dedi.

Tom invitó a Mary a salir a cenar, pero ella dijo que no.

- Akşam yemeğine misafiriniz var mı?
- Akşam yemeği için misafirleriniz var mı?

¿Tienes invitados para la cena?

Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.

Has estado toda la mañana pensando sobre este problema. Date una pausa; anda a almorzar.

- Tom, öğle yemeğine sadece üç dolar harcadı.
- Tom öğle yemeği için sadece üç dolar harcadı.

Tom gastó solo tres dólares para almorzar.