Translation of "Okumak" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Okumak" in a sentence and their spanish translations:

Okumak zorundayım.

Tengo que leer.

Kitap okumak ilginçtir.

Leer un libro es interesante.

Okumak istemiyor musun?

¿No querés estudiar?

Okumak ister misin?

¿Querés leer?

Sadece okumak istiyorum.

Solo quiero leer.

İngilizce okumak istiyorum.

Quiero estudiar inglés.

Onu okumak istemem.

No quiero leerlo.

Onları okumak istedim.

Quería leerlos.

Kitap okumak istiyorum.

Quiero leer ese libro.

Bela okumak şeytandandır.

Es malo maldecir.

Almanca okumak istiyorum.

Quiero estudiar alemán.

Hollandaca okumak istiyorum.

Quiero estudiar holandés.

Kitabı okumak istemiyorum.

No quiero leer el libro.

Onu okumak istiyorum.

Quiero leerlo.

Fransızca okumak istiyordum.

Quería estudiar francés.

- Okumak istediğim kitap budur.
- Bu benim okumak istediğim kitap.

Este es el libro que quiero leer.

- Benim okumak için zamanım yok.
- Okumak için zamanım yok.

No tengo tiempo para leer.

Size meydan okumak istiyorum.

con sus propias palabras de autoestima.

Hepiniz onu okumak zorundasınız.

Todos ustedes tienen que leerlo.

Tuvalette okumak benim alışkanlığımdır.

- Suelo leer en el váter.
- Tengo costumbre de leer en el váter.

Kitap okumak benim alışkanlığımdır.

Leer libros es mi costumbre.

Hayali Amerika'da kimya okumak.

Su sueño es estudiar química en Estados Unidos.

Çok kitap okumak önemlidir.

Es importante leer muchos libros.

Klasikleri okumak kolay değil.

Leer los clásicos no es fácil.

Bu kitabı okumak istiyorum.

Quiero leer este libro.

Okumak istemiyorsan, öyleyse okuma.

Si no quieres leer, no leas.

Kitap okumak çok ilginçtir.

Leer libros es muy interesante.

Bu kütüphanede okumak yasaktır.

Está prohibido leer libros en esta biblioteca.

Hayallerini okumak hoşuma gitti.

Disfruté leer acerca de tus sueños.

Daha fazla okumak istemiyorum.

No quiero leer más.

Okumak iyi bir faaliyettir.

Leer es una buena actividad.

Okumak için zamanım yok.

No tengo tiempo para leer.

Shakespeare'yi okumak çok zordur.

Es muy difícil leer a Shakespeare.

Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.

Es divertido leer mi viejo diario.

Ben İbranice okumak istiyorum.

- Quiero aprender hebreo.
- Quiero estudiar hebreo.

Bu kitabı okumak istemiyorum.

No quiero leer este libro.

Ben matematik okumak istiyorum.

Quiero estudiar matemáticas.

Bu kitabı okumak kolay.

Este libro es fácil de leer.

Üniversitede ne okumak istiyorsun?

¿Qué quieres estudiar en la universidad?

Buraya okumak için geldim.

Yo vine aquí a estudiar.

- Bu dergiyi okumak ister misin?
- Bu dergiyi okumak istiyor musun?

¿Querés leer esta revista?

- Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.
- Üniversitede Japonya tarihi okumak istiyorum.

Quiero estudiar la historia de Japón en la universidad.

- Kitap okumak için zamanım yok.
- Benim kitap okumak için zamanım yok.

No tengo tiempo para leer libros.

- Okumak bana büyük bir zevk verir.
- Okumak bana büyük zevk veriyor.

La lectura es mi gran placer.

Sonunda okumak için Amerika’ya geldim.

Eventualmente, emigré a EE. UU.

Toplumlarımızda nefrete meydan okumak istiyorsak

si queremos cuestionar el odio que hay en nuestra sociedad,

Edebiyat okumak için İtalya'ya gitti.

Ella fue a Italia para estudiar literatura.

Okumak için bir şey istiyorum.

Quiero algo para leer.

Kitabı defalarca okumak zorunda kaldılar.

Tuvieron que leer el libro muchas veces.

Yatmaya gitmeden önce okumak istiyorum.

Me gusta leer antes de ir a dormir.

Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.

Leer es uno de los grandes placeres de la vida.

O, kitabı okumak için istekli.

Él está ansioso por leer el libro.

Bu kitabı okumak iyi fikir.

Es una buena idea leer este libro.

Kitabı okumak için zaman bulamıyorum.

No tengo tiempo para leer el libro.

Kitap okumak için kütüphaneye gider.

Él va a la biblioteca a leer libros.

Bunu okumak birkaç saatimi aldı.

Me tomó varias horas leerlo.

Japonya'nın tarihini üniversitede okumak istiyorum.

Quiero estudiar la historia de Japón en la universidad.

Amerikan romanlarını okumak hoşuma gider.

Me gusta leer novelas americanas.

Bu kitapçıda kitap okumak yasaktır.

Está prohibido leer libros en la librería.

O okumak için gözlük takar.

- Usa gafas para leer.
- Él usa gafas para leer.

Üniversitede okumak için İspanya'ya gittiler.

Fueron a España para estudiar en la universidad.

Onun el yazısını okumak imkansızdır.

- No es posible leer su letra.
- Es imposible de descifrar su escritura.

Mektubunu okumak beni mutlu etti.

Leer tu carta me hizo muy feliz.

Tom'un Fransızca okumak istemediğinden eminim.

Estoy seguro que Tom no quiere estudiar francés.

Tom Fransızca okumak istemediğini söyledi.

Tom dijo que no quería estudiar francés.

Okumak istemiyorsan, o zaman okuma.

Si no quieres leer, no leas.

Kitap okumak yolculuk yapmaya benzer.

Leer un libro puede compararse con un viaje.

Bu tam okumak istediğim kitap.

Este es precisamente el libro que quería leer.

O bu kitabı okumak istiyor.

Él quiere leer este libro.

Yalnızca okumak için gözlük takıyorum.

Uso anteojos solamente para leer.

Ben üniversitede kimya okumak istiyorum.

Me gustaría estudiar química en la universidad.

O bir kitap okumak istiyor.

Ella quiere leer un libro.

Canım bir şey okumak istemiyor.

No tengo ganas de leer ahora.

Amcamın el yazısını okumak zordur.

La letra de mi tío es difícil de leer.

Okumak için zamanım bile yok.

Ni siquiera tengo tiempo para leer.

Okumak için bir kitap istiyorum.

Quiero un libro que leer.

Çocuklar okumak için okula giderler.

Los chavales van al colegio a estudiar.

Tom o kitabı okumak istemiyor.

Tom no quiere leer ese libro.

Okumak için gözlüğe ihtiyacım var.

Necesito lentes para leer.

- O kitabı okumak için zamanım yok.
- O kitabı okumak için vaktim yok.

No tengo tiempo para leer ese libro.

- Her zaman şu kitabı okumak istedim.
- Her zaman o kitabı okumak istedim.

Siempre he querido leer ese libro.

- Neden yurtdışında okumak istiyorsun?
- Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

¿Por qué quieres estudiar en el extranjero?

Okumak için en iyi mevsim sonbahardır.

- El otoño es la estación perfecta para la lectura.
- El otoño es la estación ideal para leer.
- La mejor estación para leer es el otoño.

O, müzik okumak için Avusturya'ya gitti.

Él se fue a Austria a estudiar música.

Okumak bana büyük bir zevk verir.

La lectura es mi gran placer.

Bu kitabı okumak üç günümü aldı.

Me tomó tres días leer este libro.

Okumak için hiç kitabın var mı?

¿Tienes algún libro para leer?

O müzik ve dans okumak istiyor.

Él quiere estudiar música y danza.

Kitap okumak sizi daha zeki yapacak.

Leer libros le hará más inteligente.