Translation of "Mağaza" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Mağaza" in a sentence and their spanish translations:

Mağaza gidin!

¡Ve a la tienda!

Arsız mağaza hırsızı,

la ratera descarada,

Mağaza yedide kapatır.

La tienda cierra a las siete.

Bir mağaza arıyorum.

Estoy buscando una tienda.

Mağaza zaten kapalı.

La tienda ya está cerrada.

Burada bir mağaza vardı.

Solía haber una tienda justo aquí.

Mağaza tüm fiyatları yükseltti.

La tienda subió todos los precios.

Dün mağaza tesadüfen kalabalıktı.

La tienda estuvo abarrotada de gente ayer.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

Los lunes la tienda está cerrada.

Mağaza zaten kapalı olabilir.

La tienda ya podría estar cerrada.

Mağaza on birde kapanır.

La tienda cierra a las once.

Mağaza yarın kapalı olacak.

La tienda estará cerrada mañana.

O ucuz bir mağaza.

Ésa es una tienda barata.

Mary mağaza soygunculuğundan tutuklandı.

Mary fue arrestada por ratera.

En yakın mağaza nerede?

¿Dónde está la tienda más cercana?

Mağaza gece de açıktır.

La tienda también está abierta por la noche.

O mağaza çok uzak.

Esa tienda está demasiado lejos.

Mağaza ne zaman açılıyor?

¿A qué hora abren la tienda?

Mağaza yarın iş için açılıyor.

La tienda está abierta al público mañana.

Adada tek bir mağaza var.

Hay una sola tienda en la isla.

Yeni mağaza önümüzdeki hafta açılacak.

La semana que viene abren los nuevos almacenes.

Ne yazık ki, mağaza kapalıydı.

Desgraciadamente la tienda estaba cerrada.

O mağaza son derece pahalı.

Esa tienda es excepcionalmente costosa.

Bu mağaza çok büyük değil.

Esta tienda no es muy grande.

Yıllardır bu mağaza ile ilgilenmekteyim.

He hecho negocios con esta tienda durante muchos años.

Alışveriş merkezinde üç mağaza var.

Hay tres tiendas en el centro comercial.

Burası her şeyi sattığımız mağaza.

Aquí en la tienda vendemos de todo.

Bu mağaza saat dokuzda kapanır.

A las 9, esta tienda está cerrada.

Bu mağaza saat sekizde açılır.

Esta tienda abre a las 8.

O mağaza erkek giysisi satar.

Esa tienda vende ropa para hombres.

Mağaza geçen yazın sonunda sahip değiştirdi.

La tienda se traspasó a finales del verano pasado.

O mağaza et ve balık satar.

Aquel comercio vende carne y pescado.

Mağaza, kadınlar için pahalı aksesuarlar satar.

La tienda vende costosos accesorios para mujeres.

Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.

La tienda está cerrada hasta próximo aviso.

Birçok mağaza ağustos ayında indirimler sunar.

Muchas tiendas ofrecen descuentos en el mes de agosto.

Bu mağaza pazar günleri açık mı?

¿Esta tienda abre los domingos?

Bu mağaza için iyi giyinmeniz gerekiyor.

En esta tienda se espera que vayan bien vestidos.

Pazar günü olduğu için mağaza kapalıydı.

Como era domingo, la tienda estaba cerrada.

O mağaza mobilya dışında birçok şey satmaktadır.

Esa tienda vende muchas cosas además de muebles.

- Mağaza bugün açık değil.
- Dükkan bugün açık değil.

Hoy la tienda no está abierta.

O, kızının mağaza soygunculuğu yaptığını duyduğuna şok oldu.

El quedó en shock cuando escuchó que su hija había robado en una tienda.

Bu mağaza saat 9'dan 6'ya kadar açıktır.

Esta tienda está abierta desde las 9 hasta las 6.

Mağaza sahibi "Lübnan için kodun 961 olduğuna inanıyorum" dedi.

—Me parece que el prefijo del Líbano es el 961 —dijo la dependienta.

- Bu dükkân pazartesi günleri kapalı.
- Bu mağaza pazartesileri kapalı.

Esa tienda cierra los lunes.

Napolyon döneminin hayranları için çevrimiçi mağaza olan Napoleon-Souvenirs.com adlı

Estamos encantados de darle la bienvenida nuevamente como nuestro patrocinador de video:

Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.

Tom persuadió al gerente de la tienda para que le devuelva su dinero.

- Burada bir dükkân var mı?
- Burada bir mağaza var mı?

¿Hay una tienda aquí?

- Orada bir dükkân var mı?
- Orada bir mağaza var mı?

¿Hay una tienda ahí?

- O bir mağaza satın aldı.
- O bir dükkan satın aldı.

Él compró una tienda.

Mağaza sahibi "Fakat onun biraz büyük olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.

-¿Pero no piensa que es un poco grande? -preguntó la dependienta.

- Bu dükkan saat dokuzda kapanır.
- Bu mağaza bu akşam saat dokuzda kapatıyor.

Esta tienda cierra a las nueve de la noche.

- Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır.
- Bu dükkan yalnızca geri dönüştürülmüş kağıt kullanır.

Esta tienda solía reciclar papel.