Translation of "Kendim" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Kendim" in a sentence and their spanish translations:

- Onu kendim yaptım.
- Kendim yaptım.

Lo hice yo.

Kendim süreceğim.

Yo también voy a conducir.

Kendim yaptım.

Lo hice yo mismo.

Kendim şaşırdım.

Me sorprendí a mí misma.

- Onu ben kendim yaptım.
- Kendim yaptım.

- Lo hice yo mismo.
- Lo he hecho yo.

Onu kendim yapmadım.

No lo hice yo misma.

Onu kendim yapabilirim.

Puedo hacerlo yo mismo.

Kendim gitmek istemiyorum.

No quiero ir yo solo.

Onu kendim yapacaktım.

Lo iba a hacer yo solo.

Bunu kendim yapacağım.

Voy a hacer esto yo misma.

Onunla kendim ilgileneceğim.

Yo mismo me haré cargo.

Kendim için ödeyeceğim.

Pagaré lo mío.

Onu kendim yaparım.

Lo haré yo mismo.

Bunu kendim yapabilirim.

Yo mismo puedo hacer esto.

Kendim gitmek zorundaydım.

Tuve que ir yo mismo.

- Onu kendim için görmeliyim.
- Omu kendim için görmem gerekiyor.

Necesito verlo yo mismo.

Sorusunu sorup kendim yanıtlayacaktım.

"¿Cometerían menos errores mejores equipos hospitalarios de cuidado de pacientes?"

Onların hepsini kendim yaptım.

- Lo hice solo.
- Lo hice yo solo.
- Lo hice por mí mismo.

Bu kutuları kendim yaptım.

- Yo mismo hice estas cajas.
- Hice estas cajas por mí misma.

Onu bizzat kendim biliyorum.

Yo mismo lo sé.

Bunu kendim yapmak zorundayım.

Tengo que hacerlo yo mismo.

Tom'u kendim uyandırmak istiyorum.

Me gustaría despertar a Tom yo mismo.

Onu kendim teslim edeceğim.

- Yo mismo lo entregaré.
- Yo misma lo entregaré.

Onu kendim yapmak istiyorum.

Yo quiero hacerlo por mi cuenta.

Onu ben kendim yaptım.

Lo hice por mi cuenta.

Ben bunu kendim yapabilirim.

Puedo hacerlo yo mismo.

Bunu kendim yapmam gerekecek.

Tendré que hacerlo yo misma.

Neden onu kendim düşünmedim?

- ¿Por qué no se me ocurrió a mí?
- ¿Por qué no se me ocurriría a mí?

Ben onu kendim yapacağım.

Lo haré yo mismo.

Onu ben kendim gördüm.

- Lo vi yo mismo.
- Yo misma lo vi.

Kendi mücadelemi kendim verebilirim.

Puedo pelear mis propias peleas.

Onu yapabileceğimi kendim söyledim.

Me dije que podría hacerlo.

Bunu kendim çözmeyi deneyeceğim.

Intentaré solucionarlo yo mismo.

Ben kendim orada bulunmadım.

Nunca he estado allí.

Şu makineyi kendim onaracağım.

Yo mismo repararé esa máquina.

Onların hepsini kendim yedim.

Me lo comí todo yo solito.

Hastaneye kendim gitmek zorundaydım.

Tuve que conducir yo mismo al hospital.

O elbiseyi kendim yaptım.

Yo sola hice ese vestido.

- Hepsini kendim yaptım.
- Hepsini tek başıma yaptım.
- Herşeyi kendim yaptım.

Lo hice todo yo solo.

Mahallelere kendim gitmek zorunda kaldım.

Tuve que ir yo mismo a los barrios marginales.

Bunu gelecek defa kendim yapacağım.

- La próxima vez lo haré yo mismo.
- La próxima vez lo haré yo misma.

Bu köpek kulübesini kendim yaptım.

Yo mismo hice esta cucha.

Bunun için endişelenme. Kendim gideceğim.

No te preocupes, iré yo mismo.

Tom'a onu kendim sormak istiyorum.

Me gustaría yo mismo preguntarle eso a Tomás.

Ben kendim bir yolunu bulabilirim.

No puedo hallarlo por mi mismo.

Boş ver, onu kendim yapabilirim.

No importa, lo puedo hacer yo solo.

Ben her şeyi kendim planladım.

Yo planifiqué todo por mí mismo.

Ben bütün işi kendim yaptım.

Hice todo el trabajo yo solo.

Nasıl gitar çalınacağını kendim öğrettim.

Aprendí de manera autodidacta a tocar la guitarra.

Bu yemeği ben kendim yaptım.

Hice esta comida yo mismo.

Bu pastayı kendim için ayıracağım.

Guardaré esta torta para mí.

Kendim için yemek pişirmeye alışkınım.

Estoy acostumbrado a cocinar para mí mismo.

Bu giysiyi ben kendim yaptım.

Yo misma hice esta prenda.

Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.

- Sólo puedo hablar de mí mismo.
- Sólo puedo hablar por mí mismo.

Bakın, kendim de polis şiddeti yaşadım,

Al ser un sobreviviente de la brutalidad policial,

Kendim gitmek yerine bir kurye gönderdim.

En vez de ir yo mismo, he enviado un mensajero.

İlk defa bilgisayarımı kendim tamir ettim.

Es la primera vez que arreglo mi computador yo solo.

Bir demir testeresi ile kendim kestim.

Me corté con una sierra para metales.

Bunu kendim yapmayacağım. Bana yardım etmelisin.

No lo haré solo. ¡Tienes que ayudarme!

Kendim için yemek pişirme alışkanlığım var.

Tengo la costumbre de cocinar para mí.

Ben onu kendim için görmek istiyorum.

Quiero verlo por mi mismo.

Kendim gitmek yerine bir hediye gönderdim.

En lugar de ir yo mismo, envié un regalo.

Ben bu kitabı kendim için ayıracağım.

Me dejaré ese libro para mí.

Ben kendim asla bir UFO görmedim.

- Yo nunca vi un OVNI.
- Nunca he visto un OVNI en persona.

Hatta düzenli olarak ayarlamaları kendim yapıyorum." dedim.

y de hecho, los ajusto frecuentemente".

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

He visto en persona el Monumento a Washington miles de veces,

Eğer onları içeri alırsanız sizi kendim öldürürüm.

- Si los dejas entrar, yo mismo te mato.
- Si las dejas entrar, yo mismo te mato.

- Bunu tek başıma yapamam.
- Onu kendim yapamam.

No puedo hacerlo yo solo.

Bütün bu işi kendim yapmak zorunda olmamalıyım.

No debería tener que hacer todo este trabajo yo solo.

Eğer beni o öldürmezse galiba bunu kendim yapacağım.

Si él no me mata, entonces, creo, que quiero hacerlo yo misma.

Kendim ve o arasındaki ayrılık sancılı ama gerekliydi.

La separación entre él y yo fue dolorosa, pero necesaria.

Hissettiğim ile kendim için para istemekle hissettiğim aynı değil.

no es la misma que cómo me siento pidiendo dinero para mí misma.

Kendim için yeni bir bisiklet almak için param yok.

No tengo dinero para comprarme una bicicleta nueva.

Kendim dışında Beyzbol izlemeyi sevmeyen, tanıdığım tek kişi sensin.

Eres la única persona que conozco, aparte de mí mismo, a la que no le gusta ver béisbol.

Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.

Compré este libro para mí, no para mi esposa.

kendim için de daha iyi bir lider olabilmek adına öğrenmek istedim.

y también quería saberlo por mí, para ser mejor líder.

Sizi bir jeolog kadar bilgilendireceğim. Çünkü ben zaten kendim jeofizik mühendisiyim

Te informaré tanto como un geólogo. Porque ya soy ingeniero geofísico

Tom'un aldığı şeyden hoşlandım, bu yüzden dışarı çıktım ve kendim için bir tane aldım.

Me gustó lo que compró Tom, así que salí y me compré uno para mí.

- Tek başıma daha hızlı yapabilirim.
- Kendi başıma daha hızlı yapabilirim.
- Kendim daha hızlı yapabilirim.

Puedo hacerlo más rápido yo solo.

- Tom'a onun hakkında kendim sormak istiyorum.
- Tom'a bunu kişisel olarak sormayı isterim.
- Tom'a bunu şahsen sormayı isterim.
- Tom'a bunu bizzat sormayı isterim.

Me gustaría preguntar a Tom sobre eso personalmente.