Translation of "Fiyat" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Fiyat" in a sentence and their spanish translations:

Fiyat makul.

El precio es razonable.

Fiyat doğru.

El precio es correcto.

Fiyat yükseldi.

El precio subió.

Fiyat yanlış.

El precio está mal.

Fiyat talebi yansıtır.

El precio refleja la demanda.

Fiyat makul değil.

El precio no es razonable.

Fiyat çok yüksek.

El precio es demasiado alto.

Fiyat boyuta bağlıdır.

- El precio depende del tamaño.
- El precio depende de la talla.

Makul bir fiyat.

Es un precio razonable.

Fiyat önemli değil.

El precio no tiene importancia.

Fiyat etiketi yüksek.

El precio en la etiqueta es alto.

Talebe göre fiyat değişir.

- El precio varía en función de la demanda.
- El precio varía con la demanda.

Fiyat indirimli olabilir mi?

¿Admite el precio rebaja?

Fiyat bir sorun değil.

El precio no es un problema.

Onlar fiyat üzerinde anlaştılar.

Acordaron un precio.

Biz fiyat hakkında düşünmedik.

No pensamos en el precio.

Bu fiyat makul mü?

¿Es aceptable el precio?

Fiyat o kadar düşüktü ki...

no podía creer el precio.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

El precio es el doble de lo que era el año pasado.

Fiyat benim için önemli değil.

El precio es irrelevante para mí.

O oldukça makul bir fiyat.

Ése es un precio bastante razonable.

Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

- El precio real era más bajo de lo que yo había pensado.
- El precio real fue más bajo de lo que yo había pensado.

Seninle fiyat hakkında konuşmak istiyorum.

Me gustaría discutir con vos sobre el precio.

Ürün yüksek bir fiyat etiketi taşımaktadır.

Esta mercancía saldrá cara.

Fiyat listesi, oteldeki tüm yemekleri kapsar.

La tarifa cubre todas las comidas en el hotel.

Fiyat etiketi hâlâ Tom'un giydiği gömlekte.

Tom sigue llevando la etiqueta del precio en la camisa que lleva puesta.

Ev iyi görünüyordu, üstelik fiyat en uygundu.

- La casa tenía buen aspecto; aún más, el precio era justo.
- La casa tenía buen aspecto, por otra parte, el precio era bueno.

Fiyat düşük ama kalitesi çok iyi değil.

El precio es bajo, pero la calidad no es muy buena.

Fiyat kullanılmış bir araba için biraz yüksek.

El precio es un tanto elevado para un coche usado.

Sen ve Tom bir fiyat tartıştınız mı?

¿Tú y Tom hablaron de un precio?

Pazartesiye kadar bir firmanın fiyat teklifine ihtiyacımız var.

Necesitamos un presupuesto en firme para el lunes.

Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.

Queremos informarle sobre las siguientes reducciones de precio.

Eğer fiyat biraz daha düşük olsaydı uçak biletlerini alırdık.

Habríamos comprado los billetes de avión si el precio hubiese sido un poco más bajo.

”Hayır.” dedi dükkân sahibi. ”Oldukça ciddiyim. Fiyat etiketini gördün.”

-No -respondió la dependienta-. Estoy hablando en serio. Ya ha visto el precio en la etiqueta.

Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat.

Es un precio atractivo, para esta clase de aparato.

Enflasyon belli bir düzeye ulaştığında Hükümetler genellikle fiyat kontrolüne başvururlar.

Los gobiernos suelen recurrir al control de precios cuando la inflación ha alcanzado un cierto nivel.

Bulsan da telefona verdiğin fiyattan daha fazla bir fiyat vermek zorunda kalabilirsin

Incluso si encuentra que puede tener que pagar un precio más alto que su teléfono