Translation of "Bulunuyor" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Bulunuyor" in a sentence and their spanish translations:

Cezayir nerede bulunuyor?

¿Dónde se ubica Argelia?

Katedral nerede bulunuyor?

¿Dónde está situada la catedral?

Diyerek bize hatırlatmalarda bulunuyor

Nos recuerda diciendo

Ofisimiz şehir merkezinde bulunuyor.

Nuestra oficina se ubica en el centro de la cuidad.

Evin yıllardır boş bulunuyor.

La casa lleva años abandonada.

Hayvanat bahçesi nerede bulunuyor?

¿Dónde está situado el zoológico?

Macaristan Orta Avrupa'da bulunuyor.

Hungría se encuentra en Europa Central.

Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.

El ayuntamiento se encuentra en el centro de la ciudad.

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

Todavía quedan 50 kilómetros hasta París.

Bunlardan dinozorların büyük bir çoğunluğunda bulunuyor.

Bien, podemos encontrarlas en la mayoría de dinosaurios.

Ada, sahilin bir mil açığında bulunuyor.

La isla está a una milla de la costa.

Bavyera'da çok sayıda bira fabrikası bulunuyor.

Hay muchas cervecerías en Baviera.

O kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

Esa iglesia se irgue sobre un cerro.

Benim resmim, ülkedeki her karakolda bulunuyor.

Mi retrato está en todas las comisarías de policía del país.

Senin adın listede ilk sırada bulunuyor.

Tu nombre está a la cabeza de la lista.

Bu adam neden böyle bir iddiada bulunuyor?

¿Por qué este tipo hizo esta afirmación?

Herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!

¡Todos están allí para escuchar la lección!

Çin, Senkaku Adaları üzerinde egemenlik iddiasında bulunuyor.

China es una defensora de la soberanía de las islas Diaoyu.

O, evden çıkartılma tehlikesiyle karşıya karşıya bulunuyor.

Corre el riesgo de ser desahuciado.

Tom her zaman Mary hakkında şikâyette bulunuyor.

Tom siempre se está quejando de Mary.

Ve şimdi bir iklim aktivisti olarak huzurlarınızda bulunuyor,

y ahora, estando aquí como activista climática,

Bu otel, toplu taşımaya uygun bir yerde bulunuyor.

Este hotel está muy bien situado en lo que concierne al transporte público.

- Bana mı gönderme yapıyorsun?
- Bana atıfta bulunuyor musun?

- ¿Te refieres a mí?
- ¿Estás hablando de mí?
- ¿Se refiere a mí?
- ¿Te estás refiriendo a mí?

Gary gelecek ay altı yıldır Japonya'da bulunuyor olacak.

El mes que viene, Gary habrá estado en Japón por seis años.

Tom şimdi evde olmalı, ama hâlâ ofisinde bulunuyor.

A esta hora Tom debería estar en casa, pero aún está en su oficina.

Beynimizde bir milyar hücre ve on trilyon bağlantı bulunuyor.

Tenemos 1000 millones de células en nuestros cerebros, con 10 000 millones de conexiones.

Ziyaretçiler, projemize destek olmak için genellikle para yardımında bulunuyor.

Los visitantes suelen hacer donativos para contribuir a nuestro proyecto.

- Affedersiniz, fırın nerede bulunuyor?
- Pardon, fırın ne tarafta acaba?

Disculpe. ¿Dónde está la panadería?

- Kilise bir tepenin üzerinde duruyor.
- Kilise bir tepenin üzerinde bulunuyor.

La iglesia se erige sobre una colina.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.

Deberemos tener mucho cuidado porque hay mucho metal expuesto que es filoso y está oxidado.