Translation of "Merkezinde" in Spanish

0.043 sec.

Examples of using "Merkezinde" in a sentence and their spanish translations:

Okulumuz şehrin merkezinde.

Nuestra escuela está en el centro de la ciudad.

Şehir merkezinde yaşıyoruz.

Vivimos en el centro de la ciudad.

Postane şehir merkezinde.

La oficina de correos se ubica en el centro de la ciudad.

Geçen yıl oylama merkezinde,

En las mesas electorales del año pasado,

Ofisimiz şehir merkezinde bulunuyor.

Nuestra oficina se ubica en el centro de la cuidad.

Tom şehir merkezinde yaşıyor.

Tom vive en el centro.

şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik

compartíamos noticias en la plaza, cara a cara,

Dünyanın merkezinde bir çekirdek var

hay un núcleo en el centro del mundo

O, şehir merkezinde yaşamaktan hoşlanmaz.

No le gusta vivir en el centro de la ciudad.

Onu bir alışveriş merkezinde aldım.

- Compré eso en una tienda departamental.
- Compré eso en unos grandes almacenes.

Tom bir çağrı merkezinde çalışıyor.

Tom trabaja en un centro de llamadas.

O bir çağrı merkezinde çalışır.

Él trabaja en un call center.

Park şehir merkezinde yer almaktadır.

El parque se encuentra en el centro de la ciudad.

Belediye binası şehrin merkezinde bulunuyor.

El ayuntamiento se encuentra en el centro de la ciudad.

Köyün merkezinde bir kaynak var.

Hay un manantial en el centro del pueblo.

Alışveriş merkezinde birini gördün mü?

¿Viste a alguien en el centro comercial?

Ofisim şehir merkezinde yer alır.

Mi oficina está localizada en el centro.

Alışveriş merkezinde üç mağaza var.

Hay tres tiendas en el centro comercial.

Köyün merkezinde bir bayrak var.

En el centro del pueblo hay una bandera.

Postane, şehrin merkezinde yer almaktadır.

La oficina de correos se ubica en el centro de la ciudad.

Ben şehir merkezinde alışveriş yapıyordum.

Estaba haciendo algunas compras en el centro.

Ve 120 doğum merkezinde deneme yaptık.

e hicimos una prueba allí en 120 centros de maternidad,

şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.

hasta que la policía memorizó nuestras caras.

Şehir merkezinde çok sayıda otel var.

- Hay muchos hoteles en el centro urbano.
- Hay muchos hoteles en el centro.

Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.

Hay un bonito parque en el centro de la ciudad.

Şehir merkezinde birçok yüksek binalar var.

Hay muchos edificios altos en el centro.

Tren istasyonu şehrin merkezinde yer almaktadır.

La estación se encuentra en el centro de la ciudad.

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

En el centro del campus universitario se erige la estatua del fundador.

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

Hay un agujero negro en el centro de nuestra galaxia.

Onun ofisi şehir merkezinde yer almaktadır.

Su oficina queda en el centro.

Vakaların neredeyse tümünde hastalar depremin merkezinde yaşıyordu.

En casi todos los casos, los pacientes vivían cerca del epicentro.

Kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.

gente que existía en el centro de sus propias vidas.

Şehir merkezinde onun bir kitapçı dükkânı var.

Tiene una librería en el centro de la ciudad.

Birleşmiş Milletler merkezinde dünya bayrakları gururla dalgalanıyor.

- Las banderas del mundo flamean orgullosas en el cuartel general de las Naciones Unidas.
- Las banderas del mundo ondean con orgullo en la sede de las Naciones Unidas.

Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?

- ¿Hay supermercado dentro de este centro comercial?
- ¿Hay algún supermercado en este shopping?

Bir iş merkezinde bir iş hanında daha doğrusu

más precisamente en un centro de negocios en un centro de negocios

Singapur'un tam merkezinde bir grup düz kürklü su samuru.

Un grupo de nutrias lisas justo en el centro de Singapur.

Tom Boston'un merkezinde bir ev sahibi olmayı hayal ediyor.

Tom sueña con ser dueño de una casa en el centro de Boston.

Tom Boston'da şehir merkezinde üç-yatakodalı bir apartmanda yaşıyor.

Tom vive en un departamento de tres dormitorios en el centro de Boston.

Ve bu höyüğün merkezinde, az çok bir çocuk eli büyüklüğünde,

Y en el centro de este montículo había una roca pequeña y peculiar,

1543'te Nicolaus Copernicus Güneş'in, evrenin merkezinde bulunduğunu ileri sürdü.

En 1543, Nicolás Copérnico sugirió que el sol se hallaba en el centro del universo.

Son zamanlarda Boston şehir merkezinde hız limitlerine uymayan sürücüler hakkında çok sayıda şikâyet oldu.

Ha habido un montón de quejas últimamente de que los conductores no respetan los límites de velocidad en el centro de Boston.