Translation of "Arkadaşları" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "Arkadaşları" in a sentence and their spanish translations:

Tom arkadaşları ile.

Tom está con sus amigos.

Tom'un arkadaşları yok.

Tom no tiene amigos.

Bunlar, Tom'un arkadaşları.

Estos son los amigos de Tomás.

Biz arkadaşları düşünmeliyiz.

Debemos pensar en los amigos.

"Arkadaşları nereli?" "İspanyol."

"¿De dónde son sus amigos?" "De España".

Iş yerinde ki arkadaşları çevresindeki arkadaşları akrabaları bıktırmıştı artık

sus amigos en el trabajo estaban cansados ​​de parientes

Tom'un oynayacak arkadaşları yok.

Tom no tiene amigos con quienes jugar.

O, arkadaşları tarafından sevilir.

Sus amigos le quieren.

Arkadaşları tarafından alay edildi.

Sus amigos se rieron de ella.

Onun gerçek arkadaşları yok.

Ella no tiene amigos de verdad.

Tom'un arkadaşları ona güldü.

Los amigos de Tom se rieron de él.

Mike'ın Florida'da arkadaşları var.

Mike tiene amigos en Florida.

Arkadaşları tarafından ona gülündü.

Sus amigos se rieron de él.

"Çocukluk arkadaşları" beni korkutuyor.

Los "amigos de la infancia" me dan miedo.

Onlar onun iyi arkadaşları.

Son buenos amigos suyos.

Arkadaşları onu kapıda bekledi.

Sus amigos la esperaban a la puerta.

Tom'un Almanya'da arkadaşları var.

Tom tiene amigos en Alemania.

O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.

Ella salió con sus amigos.

Babam arkadaşları ile iyi geçinir.

Mi padre se lleva bien con sus amigos.

Ona arkadaşları tarafından saygı duyulur.

Ella es admirada por sus amigos.

Ona arkadaşları tarafından saygı gösterilir.

Él es respetado por sus amigos.

Sınıf arkadaşları onunla dalga geçti.

Sus compañeros se burlaron de él.

Sınıf arkadaşları tarafından alay edildi.

Sus compañeros de salón se burlaron de él.

Akiko'nun Fransa'da bazı arkadaşları var.

Akiko tiene algunos amigos en Francia.

Partide beni arkadaşları ile tanıştırdı.

Me presentó a sus amigos en la fiesta.

Dünyanın her yerinde arkadaşları vardı.

Él tenía amigos por todo el mundo.

O, arkadaşları kadar müziğe düşkün.

- Ella y sus amigas están locas por la música.
- Ella y sus amigos están locos por la música.

Onun iyi arkadaşları olduklarını söyledi.

Dijo que eran buenos amigos suyos.

Tom ve arkadaşları sirke gitti.

Tom y sus amigos se fueron al circo.

Tom'un tüm dünyadan arkadaşları var.

Tom tiene amigos en todo el mundo.

Sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

Él se lleva bien con sus compañeros.

Ken dün arkadaşları ile konuştu.

Ken habló ayer con sus amigos.

Ona arkadaşları tarafından Ted denilirdi.

Sus amigos le llamaban Ted.

Tom arkadaşları ile poker oynuyor.

Tom está jugando póquer con sus amigos.

Tom ve arkadaşları poker oynuyorlar.

Tom y sus amigos están jugando al póquer.

Tom ve John oda arkadaşları.

Tom y John son compañeros de piso.

Jeffrey'ye arkadaşları tarafından Jeff denir.

A Jeffrey sus amigos lo llaman Jeff.

Ann'in birlikte oynayacak arkadaşları yoktu.

- Ana no tenía amigos con quienes poder jugar.
- Ann no tenía amigos con quienes jugar.

Eski arkadaşları ziyaret etmek eğlencelidir.

Es divertido visitar a viejos amigos.

O, arkadaşları tarafından terk edildi.

Él fue abandonado por sus amigos.

Tom'un nüfuzlu yerlerde arkadaşları vardır.

Tom tiene amigos en puestos influyentes.

Bunu izleyip topun takım arkadaşları arasında

y les pidieron a un grupo que lo vieran y contaran las veces

Annem, babam ve onların arkadaşları vardı.

Estaba mi madre, mi padre, sus amigos...

çünkü asker arkadaşları onu görünce gülüyordu

porque sus soldados se reían cuando lo vio

Onun eşi, çocukları ve arkadaşları yok.

No tiene mujer, hijos ni amigos.

John gitar çaldı ve arkadaşları seslendirdi.

- Juan tocó la guitarra y sus amigos cantaron.
- Juan tocaba la guitarra y sus amigos cantaban.

Erkek çocuk arkadaşları ile birlikte yüzüyor.

El niño está nadando con sus amigos.

Çünkü onun bütün arkadaşları da fakirdi.

Porque todos sus amigos también eran pobres.

Sınıf arkadaşları ile arkadaş olmaya çalıştım.

Intenté hacerme amigo de los compañeros de clase.

O,bütün arkadaşları tarafından saygı görürdü.

Fue admirado por todos sus amigos.

Onun birçok arkadaşları var gibi görünüyor.

Parece que ella tiene muchos amigos.

Bütün arkadaşları onu terk mi etti?

¿Todos sus amigos la han abandonado?

Tom ve arkadaşları sahile doğru gitti.

Tom y sus amigos se dirigieron hacia la playa.

Mary'nin arkadaşları ona yardım etmek istiyorlardı.

Los amigos de Mary querían ayudarla.

Babam ve arkadaşları tarafından cinsel istismara uğruyor,

Estaba siendo abusada sexualmente por mi padre y sus amigos.

Tatsuya'nın New York'ta yaşayan bazı arkadaşları var.

Tatsuya tiene algunos amigos que viven en New York.

Bütün arkadaşları eve gittiğinde o yalnız hissetti.

Ella se sentía sola cuando todos sus amigos volvieron a casa.

John gitar çaldı ve arkadaşları şarkı söyledi.

John tocaba la guitarra y sus amigos cantaban.

Tom'un Boston'da yaşayan bir sürü arkadaşları var.

Tom tiene muchos amigos viviendo en Boston.

O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

Él se lleva bien con todos sus compañeros de clase.

özellikle de eğer aile üyelerini ve arkadaşları içeriyorsa.

especialmente si los responsables son familiares y amigos.

Beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok.

tres cuartos de la gente blanca no tienen amigos no blancos.

Tıpkı arkadaşları geleceğin Osmanlı Sultanı 2.Mehmed gibi..

Mehmed II, el futuro sultán otomano.

Haftada bir kez, o, arkadaşları ile tenis oynar.

Ella juega al tenis con sus amigos una vez a la semana.

Tom ve arkadaşları geçen hafta sonu basketbol oynadı.

Tom y sus amigos jugaron al baloncesto el fin de semana pasado.

Tom ve arkadaşları bodrumda Dungeons and Dragons oynuyorlar.

Tom y sus amigos están jugando Dungeons & Dragons en el sótano.

Tom'un hâlâ Boston'da kalan arkadaşları olduğunu düşünüyor musun?

¿Crees que Tom todavía tenga amigos en Boston?

O bazı arkadaşları ile birlikte oraya geri dönüyor.

Está allí atrás con unos amigos.

Bazı sınıf arkadaşları benim ona çikolata verdiğimi gördü.

Algunos compañeros de clase me vieron dándole chocolate.

O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.

Cuando ella empezó a tartamudear, sus compañeros de clase no pudieron evitar reírse.

O, itibarını kaybettiğinde bütün arkadaşları onu terk etti.

Cuando él cayó en desgracia, todos sus amigos lo abandonaron.

2005'te, Martin Seligmen ve arkadaşları bir deney yaptı.

En 2005, Martin Seligman y sus compañeros llevaron a cabo un experimento.

Tom ve arkadaşları neredeyse her cuma gecesi poker oynar.

Tom y sus amigos juegan al póker casi todos los viernes por la noche.

Onun arkadaşları onun herkesin önünde dışarı çıkmaktan hoşlanmadığını söyledi.

Sus amigos dijeron que no le gustaba salir en público.

Sally'nin sınıf arkadaşları her zaman onu aptal yerine koyuyor.

Los compañeros de Sally siempre se burlan de ella.

Tom eski kız arkadaşları hakkında Mary'ye bir şey söylememeli.

Tom no debería decirle a Mary nada acerca de sus ex-novias.

Serildi ve tahmin edebileceğiniz gibi, tüm seçilmiş arkadaşları, tüm korumaları

y hacha, y como era de esperar, todos sus compañeros elegidos, todos sus guardaespaldas,

Dondurma yememesi için arkadaşları buzdolabına asma kilit takmak zorunda kaldılar.

Sus amigos tuvieron que ponerle un candado al congelador para evitar que ella comiese helado.

Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

El propósito de nuestro viaje es visitar a los amigos y ver algunos sitios turísticos.

Tom ve onun arkadaşları on bir erkek ve kadının boğazlarını kesti.

Tom y sus compinches degollaron a once hombres y mujeres.

Tom ve arkadaşları, çoğu kez gece yarısına kadar kart oyunu oynar.

Tom y sus amigos suelen jugar cartas hasta pasada la medianoche.

Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.

Tom y sus compañeros de clase van a ir a un museo de arte mañana por la tarde.

Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar.

Sus amigos tuvieron que ponerle un candado al congelador para evitar que ella comiese helado.

Tom eşcinsel değildi ama Tom'un arkadaşları Tom'un kız arkadaşına Tom'un bir eşcinsel olduğunu söyledi.

Tom no era homosexual, pero los amigos de Tom le dijeron a su novia que era gay.

Kate sınıf arkadaşları arasında popüler değil çünkü o her zaman kendi istediğini yapmaya çalışıyor.

Kate no es muy popular entre sus compañeros de clase porque ella siempre trata de salirse con la suya.

İnsanlar hafta sonunda ne yaptıkları hakkında sık sık yalan söylerler. Böylece arkadaşları onların gerçekten ne kadar sıkıcı olduklarını fark etmez.

La gente a menudo miente acerca de lo que hicieron el fin de semana para que sus amigos no se den cuenta de lo aburridos que en realidad son.

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

- David tiene tantas amigas que no puede acordarse de los nombres de todas.
- David tiene tantas novias que no consigue recordar el nombre de todas ellas.