Translation of "çekmek" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "çekmek" in a sentence and their spanish translations:

Fotoğraf çekmek istiyorum.

Me gusta sacar fotos.

Acı çekmek istemiyorum.

No quiero sufrir.

Burada fotoğraf çekmek yasaktır.

Está prohibido sacar fotos acá.

Hiç resim çekmek istemiyorum.

No quiero sacar fotos.

Sadece fotoğraf çekmek istiyorum.

Solo quiero tomar una foto.

Artık acı çekmek istemiyorum.

Ya no quiero sentir más dolor.

Nedensiz acı çekmek istemiyorum.

No quiero sufrir sin razón.

Biraz para çekmek istiyorum.

Me gustaría retirar algún dinero en efectivo.

Bu fiili çekmek zordur.

Este verbo es difícil de conjugar.

Ben dikkat çekmek istemiyordum.

No quería llamar la atención.

Acı çekmek insanın kaderidir.

Es el destino del hombre sufrir.

Tom dikkat çekmek istemiyordu.

Tom no quería atraer la atención.

- Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
- Fotoğraf çekmek için parka gittik.

- Fuimos al parque a tomar fotos.
- Fuimos al parque a hacer fotos.

Acı çekmek güçsüzlük olarak görülüyor.

Lo ve como una debilidad.

Acı çekmek insanın kaderinde var.

Es el destino del hombre sufrir.

Kürek çekmek için göle gittik.

Fuimos al lago a remar en bote.

Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.

No tenés que sufrir en silencio.

Ne kadar para çekmek istersin?

¿Cuánto dinero desea sacar?

Para çekmek için bankaya gittim.

Fui al banco para sacar dinero.

Sadece bakışları üstlerine çekmek için buradalar.

Estaban ahí para desviar su atención hacia ellas.

Seviye tespit sınavında kopya çekmek gibi

Le hablaremos durante 15 minutos

Tom tetiği çekmek istedi ama çekemedi.

Tom quiso apretar el gatillo, pero no pudo.

Dikkat çekmek için abartılı elbise giyer.

Ella usa ropa extravagante para llamar la atención.

Fotoğraf çekmek için yetersiz ışık var.

No hay suficiente luz para tomar fotos.

O, bankadan tüm tasarruflarını çekmek istedi.

Ella pretendía retirar todos sus ahorros del banco.

Tom'un tetiği çekmek için cesareti yoktu.

Tom no tuvo el valor de apretar el gatillo.

Dikkatinizi çekmek ve yaptığımın zihinsel bir içerikten

Empezaré con un truquillo visual barato para llamar su atención

68 olimpiyatlarında siyahların haklarına dikkat çekmek için

elevaron el puño en silencio durante las Olimpiadas de 1968

Onu açmak için o kapıyı çekmek zorundasın.

Tienes que tirar la puerta para abrirla.

O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

Ella usa ropa extravagante para llamar la atención.

Aşk kızamık gibidir, hepimiz onu çekmek zorundayız.

El amor es como el sarampión. Todos debemos pasar por el.

Anahtarı çekmek için doğru zamanı beklemek zorundasın.

Hay que esperar el momento adecuado para bajar la palanca.

Jane biraz para çekmek için bankaya gitti.

Jane fue al banco a sacar algo de dinero.

Birçok kişi ATM'leri para çekmek için kullanır.

Mucha gente usa cajeros automáticos para retirar dinero.

Tom tetiği çekmek için kendini ikna edemedi.

Tom no tuvo el coraje de apretar el gatillo.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

Muchas veces los niños lloran sólo para llamar la atención.

İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.

Absorber información de Internet es como beber agua de un hidrante.

Tom'un bunu biraz dikkat çekmek için yaptığından şüpheleniyorum.

Sospecho que Tom hizo eso solo para llamar la atención.

Karla kaplı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

Yo fui a Nagano a tomar fotografías de las montañas cubiertas por la nieve.

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.

Ella soltó intencionalmente su pañuelo para llamar su atención.

Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.

Por favor, ayúdame a bajar esto.

Salondaki adrenalin seviyesini arttırmak için tek yaptığım burayı çekmek.

Pero, para subir la adrenalina, voy a tirar de aquí

Fotoğraf çekmek için yaptığın tüm şey şu butona basmaktır.

Lo único que tienes que hacer es oprimir este botón para tomar la foto.

- Fotoğraf çekmek istiyorum.
- Resim çizmeyi severim.
- Resim çizmekten hoşlanırım.

Me gusta hacer dibujos.

Çok fazla selfie çekmek cinsel hayatın durgun olduğunun işaretidir.

El exceso de selfies es señal de falta de sexo.

- İnsanoğlu acı çekmeye mahkûmdur.
- Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.

Es el destino del hombre sufrir.

Hapiste olmak büyük bir yalnızlık çekmek demekti. Hayatta kalmak için

Y que estuvimos presos con mucha soledad y para mantenernos vivos, tuvimos que...

Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

Necesito una herramienta para sacar hierba de mi jardín.

Nedenini daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. Belki de av çekmek içindir.

Pero recién comenzamos a entender por qué. Quizá sea para atraer presas.

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

Y de repente noté que tenía energía para tomar fotografías y filmar de nuevo.

Yağmur yağdıktan ve zemin nemlendikten sonra yabani otları çekmek daha kolaydır.

Después de llover y estando el suelo húmedo, es más sencillo quitar la maleza.

Tom Mary'nin bir fotoğrafını çekmek istedi ama o onun çekmesini istemedi.

Tom quería tomar una foto de Mary, pero ella no quería que lo hiciera.

Pek çok insan para çekmek için nakit para çekme makineleri kullanıyor.

Mucha gente usa los cajeros automáticos para sacar dinero.

- Burada fotoğraf çekebilir miyiz?
- Burada fotoğraf çekmek için iznimiz var mı?

- ¿Podemos sacar fotos aquí?
- ¿Está permitido hacer fotos aquí?

Hani bu 5 dakikaya geliyorum ile başlayıp daha sonrasında dikkat çekmek için söylenen yalan ile devam eden durum

Comenzando con estos 5 minutos, y luego continuando con la mentira le dijo que llamara la atención.