Translation of "çıkmaya" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "çıkmaya" in a sentence and their spanish translations:

- Ben yola çıkmaya hazırım.
- Ayrılmaya, çıkmaya hazırım. (Bir seyahate v.b.)

Estoy listo para partir.

Bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

miren, ven que todo ese fluido comienza a salir.

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

Lo pillamos tratando de salir de su cuarto.

Laura dışarı çıkmaya karar verdi.

Laura decidió salir del armario.

Dışarı çıkmaya utandım, böyle giyindim.

Me da vergüenza salir vestido así.

Tom gece yalnız çıkmaya korkuyor.

Tom tiene miedo de salir solo de noche.

Atın eğeri üzerine çıkmaya korkmama rağmen

Aunque me daba miedo volver a montarme,

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

Me soltó e intentó escapar del lugar.

Sağı solu yıkmadan buradan çıkmaya çalışacağım.

Trataré de salir de aquí sin botar nada.

Ve bazen de yürüyüşe çıkmaya ihtiyacımız var.

Y algunas veces, solo necesitamos tomar una caminata.

Yoğun olmayan zamanlarda yola çıkmaya çalışmak gibi.

como no subir en horas pico,

Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

¿Qué tal si damos un paseo después del almuerzo?

Kötü havaya aldırmadan dışarı çıkmaya karar verdim.

A pesar del mal tiempo, decidí salir.

Tom kapıya koştu ve dışarı çıkmaya çalıştı.

Tom corrió hacia la puerta y trató de salir.

Tony beş ay önce Angela ile çıkmaya başladı.

- Tony comenzó a salir con Ángela hace cinco meses atrás.
- Tony comenzó a salir con Ángela hace cinco meses.

Tom Mary'den ayrıldıktan sonra Alice ile çıkmaya başladı.

Después de romper con María, Tom y Alicia empezaron a salir juntos.

- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

¿Qué te parece dar un paseo?

Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.

Desde que está lloviendo, Nancy ha dudado en salir.

Daha sonra ise depresyon semptomları tekrar ortaya çıkmaya başladı.

y luego, los síntomas de depresión empezaron a avanzar de nuevo.

Kısa bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya ne dersin?

¿Te apetece dar un paseo?

Paramın çoğunu elbiselere, müziğe, filmlere ve arkadaşlarla çıkmaya harcarım.

Me gasto casi todo el dinero en ropa, música, películas y en salir con mis amigos.

Ancak Davout'un diğer Mareşaller arasında müttefik eksikliği ortaya çıkmaya başladı.

Pero la falta de aliados de Davout entre los otros mariscales comenzó a manifestarse.

Akşam yemeğinden sonra bir yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?

¿Qué te parece dar un paseo después de cenar?

O aptal erkek arkadaşınla daha ne kadar çıkmaya devam edeceksin?

¿Cuánto tiempo vas a seguir viendo al tonto de tu novio?

Kimse doktora karşı çıkmaya ne cesaret etmiş ne de bunu düşünmüş.

Nadie se había atrevido ni había considerado llevarle la contraria.

Eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur

Si se le permite salir después de la oración de la tarde, esto significa

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

Los primeros huevos fueron puestos hace casi dos meses y, ahora, están empezando a eclosionar.

- Eski elbiselerle gitmeye utandım.
- Eski elbiselerle gitmeye utanıyordum.
- Eski elbiselerle dışarı çıkmaya utandım.

Me daba vergüenza salir con ropa vieja.