Translation of "çıkıyor" in Spanish

0.019 sec.

Examples of using "çıkıyor" in a sentence and their spanish translations:

Volkanlardan çıkıyor?

solo sale por los volcanes?

Solar fırtınalar çıkıyor

salen tormentas solares

Motordan buhar çıkıyor.

Está saliendo vapor del motor.

Erkek kardeşimle çıkıyor.

Ella está saliendo con mi hermano.

Kız kardeşimle çıkıyor.

Él está saliendo con mi hermana.

Durum kontrolden çıkıyor.

La situación está fuera de control.

Bakalım bu nereye çıkıyor.

Veamos a dónde lleva.

Sonra Lyne podyuma çıkıyor.

Lyne bajó del podio

Yer üstüne inşa çıkıyor

se construye en el suelo

Tom merdivenlerden yukarı çıkıyor.

Tom va subiendo las escaleras.

Yarın dışarı çıkıyor musun?

¿Vas a salir mañana?

Bu gece çıkıyor musun?

- ¿Vas a algún lugar esta noche?
- ¿Vas a salir esta noche?

Tom, Mary ile çıkıyor.

Tom está saliendo con Mary.

Tren yakında yola çıkıyor.

El tren parte en breve.

Göğsüne vuruyor ve sahneden çıkıyor.

se golpea el pecho y abandona la escena.

Koridorda yürüyorum ve karşıma çıkıyor.

Camino por el pasillo y me tropiezo con ello.

Benim yirmilik dişlerden biri çıkıyor.

Me está saliendo una muela del juicio.

Tom bir hafta izne çıkıyor.

Tom se está tomando la semana libre.

Tom birkaç gün izne çıkıyor.

Tom se está tomando un par de días libres.

Bir sürü insan sinemadan çıkıyor.

Mucha gente está saliendo del cine.

Babam her gün yürüyüşe çıkıyor.

Mi papá da un paseo todos los días.

Yeni öğretmenimiz üniversiteden yeni çıkıyor.

Nuestro nuevo profesor viene recién salido de la universidad.

Gemi ne zaman yola çıkıyor?

¿A qué hora sale el barco?

Gemi yarın Honolulu'ya yola çıkıyor.

El barco partirá mañana hacia Honolulu.

Öğretmen, öğrencilerle iyi başa çıkıyor.

Aquel profesor tiene habilidad para tratar a los alumnos.

Ve sizi umursayan bir evrene çıkıyor.

que están ahí y que se preocupan por Uds.

Ciddiye alınmamak artık hep karşıma çıkıyor.

Ahora esto me ocurre a menudo.

Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.

Estos cinco machos salen en patrulla nocturna.

Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.

El tiempo acelerado revela su secreto mortal.

Karşımıza korkunç bir sonuç ortaya çıkıyor

tenemos un resultado terrible

Asıl anormallik şurada karşımıza çıkıyor bizim

Vemos la anormalidad real aquí

Ama bazen ortaya iki bacak çıkıyor.

Pero de vez en cuando, forma dos patas.

Öğrenci birliği yeni kurallara karşı çıkıyor.

El cuerpo estudiantil está en contra de las nuevas normas.

Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz?

¿Vas al extranjero a veces de vacaciones?

Yarın Çin'e gitmek için yola çıkıyor.

Él se va a China mañana.

Oturanların yarısından fazlası plana karşı çıkıyor.

Más de la mitad de los habitantes están en contra del plan.

O, yaklaşık iki yıldır onunla çıkıyor.

Ha estado saliendo con él durante unos dos años.

Doğru olmadığı veya eksik olduğu ortaya çıkıyor.

ha resultado no ser cierto o estar incompleto.

Hiçbir şeyin gerçeğin dışına çıkamayacağı ortaya çıkıyor.

Y resulta que nada más lejos de la verdad.

Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor

Cada vez que lavabas tus manos, los números subían en la pantalla

Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.

¡Me tropiezo con diferencias de género por todas partes!

Bu hastalıkta ise şöyle birşey karşımıza çıkıyor

En esta enfermedad, vemos algo como esto

Derken bizim karşımıza şöyle bir olay çıkıyor

cuando decimos que nos encontramos con un evento como este

Cebinden 5 cent değerinde bir jeton çıkıyor

Una moneda de 5 centavos sale de tu bolsillo

Fakat babası dahil herkes buna karşı çıkıyor

pero todos, incluido su padre, están en contra

Tom hâlâ Mary ile çıkıyor, değil mi?

Tom aún está saliendo con Mary, ¿no?

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

Mary está saliendo con dos tipos diferentes al mismo tiempo.

Filmin ortalarında çatışma çıkıyor ve şerif öldürülüyor.

Hay un gran tiroteo en mitad de la película y el sheriff acaba muerto.

Yakınlaşma, yaratıcılık ve inovasyon organizasyon içinde ortaya çıkıyor.

el compromiso, la creatividad e innovación florecen en la organización.

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

Al ponerse el sol, los peces de los que se alimentan los lobos se elevan desde las profundidades.

Gece olunca, mercanların bile karanlık yüzü ortaya çıkıyor.

De noche, hasta los corales muestran un lado oscuro.

çünkü bir çok filminde bu isimler çıkıyor karşımıza

porque en muchas películas aparecen estos nombres

Bizim burda karşımıza şimdi iki tane seçenek çıkıyor

ahora tenemos dos opciones aquí

Az önce söylemiştim manyetik alan bir kutuptan çıkıyor

Acabo de decir que el campo magnético sale de un poste

Hiçbir yerde ahır ve at bakım bileti çıkıyor.

En ninguna parte salen los establos y las entradas para el cuidado de los caballos.

Ondan sonra Aleksander Wolszczan adında bir kişi sahneye çıkıyor.

y el siguiente en subir fue un hombre llamado Aleksander Wolszczan

Bir süreden sonra ise çileden çıkıyor sınıf ayrımı yüzünden

después de un tiempo, está indignado por la separación de clases

Derken, yaptığı 126 riskli işlemin tamamından başarılı şekilde çıkıyor

Luego, sale con éxito de las 126 transacciones riesgosas que realizó.

John Titor adında bir adam karşımıza çıkıyor bu sefer

Esta vez aparece un hombre llamado John Titor.

Ve bu çizgileri çizerken, tüm bu hikâyeler ortaya çıkıyor.

Y mientras trazo estas líneas, están sucediendo muchas otras historias.

"Tom'la hala çıkıyor musunuz?" "Hayır, geçen ayın başında ayrıldık."

"¿Todavía estás saliendo con Tom?" "No, rompimos a principios del mes pasado".

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

Ayudados por la marea alta de la luna nueva, varios miles de su especie están saliendo a la superficie.

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

Están a poca distancia cuando el peligro amenaza una vez más.

Ve öğretmen canı çıkıyor bu insanlara bir şey öğretebilmek için

y al maestro le duele enseñarles algo a estas personas

Bütün ünlü beyzbol oyuncularından o bir deha olarak öne çıkıyor.

De todos los beisbolistas famosos, él se destaca por ser un genio.

Bataklıktan hayatta kalan son filinin sırtında çıkıyor, büyük ihtimalle "Cesur Suriyeli"

Él emerge del pantano en la espalda del único elefante que sobrevivió, probablemente el bravo sirio.

Ardından korkusuzca kendisi öne çıkıyor ve dağılmış olan kuvvetlerine öncülük ediyor.

Luego él audazmente cabalga en persona y reúne a las tropas esparcidas.

Her şey normal şekilde ilerlerken bir anda bir adam ortaya çıkıyor

A medida que todo progresa normalmente, un hombre aparece de repente

Eski zamanlarda kullanılan tedavülden kalkmış bir 70 dolar da çıkıyor üstelik

También hay un fuera de circulación de 70 dólares utilizado en la antigüedad.

- Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
- Onun adı çoğu kez aklıma gelmiyor.

- Siempre se me escapa su nombre.
- Su nombre a menudo se me escapa.

Adam: Bu tür bir şeyi grafik olarak gösterirsek, çeşitli şekiller ortaya çıkıyor.

Y cuando tu representas eso en el circulo de quintas, emergen patrones.

Değişimleri Beşliler Tekeri üzerinde gösterecek olsak çok etkileyici bir şekil çıkıyor ortaya.

Si representas esto en el circulo de quintas, encontraras un patron muy dramatico

Işte bu yüzden yarasanın vücuduna giren virüs çok dirençli bir şekilde karşımıza çıkıyor

Es por eso que el virus que ingresa al cuerpo del murciélago aparece de una manera muy resistente.

Büyük pramit'in tabanının yüzeyi pramit'in yarısının iki katına bölünürse pi sayısı çıkıyor karşımıza

Si la superficie de la base del gran pramit se divide en dos veces la mitad del pramit, aparece el número pi.

- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
- İran Amerikalı kadının serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.

Irán se resiste a la liberación de la mujer americana.