Translation of "Yukarı" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "Yukarı" in a sentence and their hungarian translations:

Aşağı yukarı.

Nagyjából.

Yukarı çıkıyoruz

Fentre lépkedünk,

Yukarı bak.

- Nézz fel!
- Keresd ki!

O, yukarı gitti.

Felment az emeletre.

Tom yukarı katta.

Tom az emeleten van.

Asansör yukarı geliyor.

A lift felfelé jön.

Onlar yukarı gitti.

Lefelé mennek.

Yukarı doğru kıvrıldığını göreceksiniz.

láthatják: a levelek szépen felpöndörödnek.

Personel memurlarının birçoğu yukarı.

Számos alkalmazottja megpróbálta tartani fel.

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

hogy a felszínre úszhassak levegőért.

Biraz daha yukarı lütfen.

Kicsit feljebb, legyen szíves!

Bazen yukarı ve dışarı bakarız,

néha felfelé tekintünk és kifelé,

Sağ elbise kolunu yukarı çek.

Tűrje fel jobb oldalon az inge ujját!

Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

Többé-kevésbé ugyanaz a méretük.

Eller yukarı! Bu bir soygundur.

Kezeket fel! Ez egy rablás.

Üstümü değiştirmek için yukarı çıkıyorum.

Fölmegyek az emeletre átöltözni.

Biz yukarı çıkarken hava soğur.

Ahogyan felfelé haladunk, egyre hűvösebb lesz a levegő.

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

Úgy érezte, hogy valami a lábán mászik fölfele.

Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.

Bolyongtunk keresztül-kasul Kiotó utcáiban.

Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor

Minden kézmosásnál a számláló kiírta a kijelzőre

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı bedendeler.

Tom és Mária többé-kevésbé megegyező méretű.

Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

Tom és Mária többé-kevésbé egyforma súlyúak.

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

Napnyugtával a fókák élelméül szolgáló halak a felszín közelébe emelkednek.

- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
- Yaklaşık benim yaşımda.

Nagyjából korombeli.

Yukarı veya alt kata yürürken Tom'un dizi acıyor.

Tomnak fáj a térde, ha le- vagy felsétál a lépcsőn.

O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.

Levitte a szőrmekabátját, felment és csendben bekopogott.

- Borsa bazen yukarı gider, bazen aşağı gider.
- Borsa bazen yükselir, bazen düşer.

Néha hossz van, néha pedig bessz.

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

- Körülbelül negyven éves.
- Negyven körül van.
- Negyven körül lehet.

- O az çok benim yaşımda.
- O aşağı yukarı benim yaşımda.
- O yaklaşık olarak benim yaşımda.
- O neredeyse benim yaşımda.

Nagyjából annyi idős, mint én.

- Erkek kardeşim ve ben yaklaşık aynı yaştayız.
- Erkek kardeşim ve ben hemen hemen aynı yaştayız.
- Erkek kardeşim ve ben aşağı yukarı aynı yaştayız.

A fivérem és én ugyanannyi idősek vagyunk.