Translation of "Yukarı" in Japanese

0.025 sec.

Examples of using "Yukarı" in a sentence and their japanese translations:

Yukarı çıkıyoruz

そこで最裕福層を選択すると

Merdivenlerden yukarı çıkın.

階段を上がって。

Yukarı kaldırıldığımı hissettim.

体が持ち上げられるのを感じた。

Personel memurlarının birçoğu yukarı.

多くの参謀が必死に後についていった

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

‎そして水面へ向かった

Öğretmen merdivenlerden yukarı koştu.

先生は階段をかけ上がった。

Bagajımı yukarı taşır mısın?

荷物を二階に運んでいただけませんか。

Karen'in eteği yukarı çıkıyor.

カレンの裾が捲れている。

O aşağı yukarı sarhoştu.

彼は多少飲んでいる。

Tom merdivenlerden yukarı koştu.

トムは駆け足で階段を上っていった。

Komiyi yukarı gönderir misin?

ベルボーイをよこしていただけますか。

Biz merdivenlerden yukarı çıktık.

私達は階段を上がった。

Ona valizimi yukarı taşıtacağım.

私は彼にスーツケースを二階へ運んでもらいます。

Buzdolabını merdivenlerden yukarı sürüklediler.

彼らは冷蔵庫を階段の上まで運び上げた。

Sağ elbise kolunu yukarı çek.

右の袖をあげてください。

Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

それらはだいたい同じくらいの大きさだ。

Yukarı çık ve bavulumu getir.

2階へいって私のトランクを持ってきてくれ。

Aşağı yukarı benimle aynı boyda.

彼女は私と同じくらい背が高い。

O, başını yukarı aşağı salladı.

彼は首を上下に振った。

Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.

彼女はドアを閉めて、2階にあがった。

İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.

職人たちははしごを昇ったり降りたりしていた。

Biz yukarı çıkarken hava soğur.

高く昇れば昇るほど、空気は冷たくなる。

O hızla merdivenlerden yukarı gitti.

彼女は急いで階段を上がって行った。

Bu yokuş yukarı bir yoldur.

この道は上り坂になっている。

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

誰かが階段を登ってくる。

Biz asansörle yukarı çıktık ve indik.

我々はエレベーターで上がったり降りたりした。

İpi tut ve seni yukarı çekeceğim.

ロープをつかみなさい、引っ張り上げてあげるから。

Salıncak yukarı ve aşağı hareket ediyor.

ぶらんこが上下に動いている。

Otobüs yukarı ve aşağı şiddetle sarstı.

バスは上下に激しく揺れた。

Üç aşağı beş yukarı, yetmiş kiloyum.

私は体重70キロ、数キロの上下はあるが。

Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.

指は鍵盤のあちらこちらに動きました。

Bir şeyin bacağından yukarı çıktığını hissetti.

彼は足に何かが這い上がってくるのを感じた。

Bunu yukarı taşımama yardım eder misin?

これ上に運ぶの手伝ってくれない?

Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.

私たちは京都の町をぶらぶら歩いた。

Bu asansör altıncı kattan yukarı çıkmaz.

このエレベーターは六階より上には行けません。

Fiyatlar bu üç ay yukarı gitti.

- ここ三ヶ月物価が上昇しました。
- ここ3か月、物価が上昇しました。

Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.

飛んで― 底まで さすんだ

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

‎夕暮れ時 ‎オットセイの餌となる魚が ‎海面近くに来る

Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.

トムは本をわきにおいて上を見上げた。

- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
- Yaklaşık benim yaşımda.

- 彼女は私と同じくらいの年齢です。
- 彼女は私くらいの年齢だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年頃だ。

O, tepelerde aşağı yukarı yürürken nefes nefese idi.

彼女は丘を登り下りして息切れがした。

- Merdivenden tırmanırken dikkatli olun.
- Merdivenden yukarı çıkarken dikkatli olun.

- はしごを登るときは注意しなさい。
- はしごを登るときには注意しなさい。

- O yaklaşık benim yaşımda.
- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

- 彼女は私と同じくらいの年齢です。
- 彼女は私くらいの年齢だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年頃だ。
- 彼女はだいたい私と同じ年だ。

Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.

調節レバーを上に上げると座面の高さを調節できます。

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

腕(うで)はバランスを取るだけ ロープを足に巻(ま)いて 押(お)し上げる

Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.

完全に間違っているよりは、大方合っている方がマシだ。

Oslo'da sadece birkaç saattir bulunuyorum ve aşağı yukarı 50 Tesla gördüm.

オスロにきてまだ数時間ですが、 50台は見ました

- Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.
- Bu bardağı taşıran son damla.

そろそろ我慢の限界だよ。

Yukarı çıkıp bu su tankına mı girelim? Yoksa bu hurda yığınına mı?

タンクの中へ入るか― スクラップの山か

Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.

でももう上がれないよ 行き止まりだ

Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.

地震では地面は上下、そして横に揺れる。

Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.

1度始めてしまえば 戻る方法はないのが問題だ

Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.

子宮内の羊水は、海水とほぼ同じ成分だそうです。

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

彼は40歳くらいです。

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

しかし、彼はさらに軍事力を発揮し、デサイクスの 上下エジプト遠征で

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.

高齢の守衛、トム・スケレトンは、よれよれのアームチェアーに座りこんで、俳優たちが楽屋からの石段を上ってくるのを聞いていた。

- Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

東京株式市場では450社以上の株が店頭で取り引きされている。

- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.

家主に家賃を払えば、食物を買う金がなくなる。進退きわまったというところだ。