Translation of "Yukarı" in French

0.007 sec.

Examples of using "Yukarı" in a sentence and their french translations:

Aşağı yukarı.

À peu près.

Yukarı çıkıyoruz

Allons vers là,

Yukarı Bak

Chercher

Eller yukarı!

Les mains en l'air !

Yukarı gidiyoruz.

Nous montons.

Merdivenlerden yukarı çıkın.

- Monte les escaliers.
- Prenez les escaliers.

Yukarı kaldırıldığımı hissettim.

- Je me suis senti être soulevé.
- Je me suis senti être soulevée.
- Je me sentis être soulevé.
- Je me sentis être soulevée.

O, yukarı gitti.

Elle est allée en haut.

Tom yukarı katta.

Tom est en haut.

Asansör yukarı geliyor.

L’ascenseur monte.

Tom'u yukarı götür.

- Emmenez Tom à l'étage.
- Emmène Tom à l'étage.

Tom yukarı koştu.

- Tom s'est précipité à l'étage.
- Tom s'est précipité en haut.

Genler yukarı doğru düzenlenir,

et d'autres gènes sont bien régulés,

Yukarı doğru kıvrıldığını göreceksiniz.

vous voyez qu'elles se recroquevillent.

Yukarı çıkıp nefes alabilesin.

pour remonter à la surface et respirer.

Komiyi yukarı gönderir misin?

Pouvez-vous faire monter le groom ?

Biz merdivenlerden yukarı çıktık.

- Nous avons monté des escaliers.
- Nous montâmes des escaliers.

Ona valizimi yukarı taşıtacağım.

Je vais lui faire porter ma valise à l'étage.

Bütün kızlar yukarı baktı.

Toutes les jeunes filles levèrent les yeux.

Tom merdivenlerden yukarı çıktı.

Tom monta les escaliers.

Gıda fiyatı yukarı gitti.

- Les prix de la nourriture ont augmenté.
- Les prix des produits alimentaires ont augmentés.

Bazen yukarı ve dışarı bakarız,

parfois, nous regardons vers le haut et l'extérieur,

Sağ elbise kolunu yukarı çek.

- Veuillez remonter votre manche droite.
- Remonte ta manche droite.

Onlar aşağı yukarı aynı boyuttalar.

Ils sont plus ou moins de la même taille.

Yukarı çık ve bavulumu getir.

Monte à l'étage et descends-moi ma malle.

Eller yukarı! Bu bir soygundur.

Haut les mains ! C'est un hold-up.

Aşağı yukarı benimle aynı boyda.

Elle est à peu près de la même taille que moi.

Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.

Elle ferma la porte et monta au premier étage.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti.

Elle a monté les marches quatre à quatre.

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

Quelqu'un est en train de grimper l'escalier.

Yukarı çıkıp sağa dönün, odanızı bulacaksınız.

Si vous montez l'escalier et tournez à droite vous trouverez votre chambre.

Biz Kyoto sokaklarında yukarı aşağı yürüdük.

Nous avons flâné dans les rues de Kyoto.

Fiyatlar bu üç ay yukarı gitti.

Les prix ont augmenté ces trois derniers mois.

Eller yukarı! Beni neden takip ediyorsun?

Haut les mains ! Pourquoi me poursuivez-vous ?

Elini her yıkadığında, ekrandaki rakamlar yukarı çıkıyor

Chaque fois qu'une personne se lavait les mains, le score montait sur le tableau

- Omzunuzu silkin.
- Omuzunuzu yukarı aşağı hareket ettirin.

- Haussez les épaules.
- Hausse les épaules.

Kendinizi yukarı çekip saplayın, onu yakalayıp zemine yapıştırın.

Il faut sauter, l'embrocher et le bloquer au fond.

Güneş batıyor. Fokların avladığı balıklar derinlerden yukarı çıkıyor.

Au coucher du soleil, les poissons dont se nourrissent les otaries sortent des profondeurs.

Aşağı yukarı milattan önce 2650 yıllarına tekabül ediyor

à peu près avant 2650 avant JC

Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.

Tom déposa le livre et regarda vers le haut.

- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.
- Yaklaşık benim yaşımda.

Elle a à peu près mon âge.

- O yaklaşık benim yaşımda.
- Aşağı yukarı benimle aynı yaşta.

- Elle a à peu près mon âge.
- Elle a environ mon âge.

Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.

Tu peux ajuster la hauteur du siège en utilisant le levier de réglage.

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

Combien de temps cela prend-il de marcher d'ici à l'hôtel de ville ?

- Sami, İncil'i az çok biliyordu.
- Sami, İncil'i aşağı yukarı biliyordu.

Sami connaissait la Bible de long en large.

Kollarımı denge için kullanıyorum. Ayaklarımı da halata dolayıp kendimi yukarı itiyorum.

Mes bras ne font que tenir la corde. Je bloque la corde avec mon pied pour m'aider à monter.

Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.

Il est préférable d'avoir approximativement raison que complètement tort.

- Kırk satırla kırk katır arasında.
- Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

Entre Charybde et Scylla.

Yukarı çıkıp bu su tankına mı girelim? Yoksa bu hurda yığınına mı?

On escalade cette citerne ? Ou bien on explore ce tas de tôle ?

Bu dikey kanyon duvarları yüzünden yukarı da çıkamam. Buna kayayla çevrelenmek deniyor.

Et c'est trop abrupte pour remonter. On est le dos au mur.

Daha önce pilotlar bunu uçağın burnunu yukarı veya aşağı kendileri kaldırıp indiriyorlardı

Auparavant, les pilotes levaient le nez de l'avion vers le haut ou vers le bas et l'abaissaient

Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.

Le problème, c'est qu'une fois engagé, je ne peux pas faire marche arrière.

Onlar amniyotik sıvının aşağı yukarı deniz suyu ile aynı bileşime sahip olduğunu söylüyorlar.

On dit que le liquide amniotique est à peu près de la même composition que l'eau de mer.

Böylece Vöggr'ü alırlar ve o yukarı çekilir, Hjorvard'a bağlılık yemini etmesi istenir ve Hjorvard

Alors ils récupèrent Vöggr et il est hissé, on lui demande de prêter allégeance à Hjorvard, et Hjorvard

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Il doit avoir la quarantaine.

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

Mais il a en outre démontré son talent militaire, remportant une série d'escarmouches lors de l'

- O az çok benim yaşımda.
- O aşağı yukarı benim yaşımda.
- O yaklaşık olarak benim yaşımda.
- O neredeyse benim yaşımda.

Elle a plus ou moins mon âge.

- Bu sandalyeyi onartmak yaklaşık ne kadar tutar?
- Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- Bu sandalyeyi tamir ettirmek yaklaşık kaça mal olur?

À peu près combien ça coûterait pour faire réparer cette chaise ?

- Tokyo borsasında, yaklaşık 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.

- Au marché actions de Tokyo, les titres de près de quatre-cent-cinquante sociétés sont négociés de gré à gré.
- Au marché des valeurs mobilières de Tokyo, les titres de près de quatre-cent-cinquante sociétés sont négociés de gré à gré.