Translation of "Yapacak" in Portuguese

0.015 sec.

Examples of using "Yapacak" in a sentence and their portuguese translations:

- Tom bunu yapacak.
- Tom onu yapacak.

Tom vai conseguir.

Onlar ne yapacak?

- Que farão eles?
- Que farão elas?

Yapacak işlerimiz var.

- Temos coisas a fazer.
- Nós temos coisas a fazer.

Onu yapacak mısın?

- Você vai fazer isso?
- Vocês vão fazer isso?

Tom ne yapacak?

O que Tom fará?

Onu Tom yapacak.

Tom vai fazer isso.

Onu kim yapacak?

Quem o fará?

Yapacak işlerim vardı.

Eu tinha algumas coisas a fazer.

Yapacak işlerim var.

Tenho coisas a fazer.

Tom bunu yapacak.

Tom vai fazer isto.

Tom işbirliği yapacak.

Tom vai cooperar.

Tom onu yapacak.

Tom vai fazer isto.

Bunu kim yapacak?

Quem vai fazer isso?

Onlar bunu yapacak.

- Eles vão fazer isso.
- Elas vão fazer isso.

O ne yapacak?

Que vai ele fazer?

Yapacak işim vardı.

Eu tinha trabalho que fazer.

Onu yapacak mıyız?

Nós vamos fazer isso?

- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!

- Há coisas demais por fazer!
- Há tantas coisas para fazer!

Yemek yapacak vaktim yok.

Não tenho tempo de cozinhar.

Yapacak bir şeyim var.

Tenho algo a fazer.

Yapacak çok şeyim var.

- Tenho muitas coisas para fazer.
- Tenho um monte de coisas para fazer.
- Tenho uma ruma de coisas para fazer.
- Estou com um bocado de coisas a serem feitas.
- Estou com uma pilha de coisas para fazer.
- Tenho um montão de coisas a fazer.
- Eu tenho um monte de coisas para fazer.

Yapacak önemli işimiz var.

Temos trabalho importante a fazer.

Yapacak bir şeyim yok.

Não tenho nada que fazer.

Sen bilmiyorsan kim yapacak?

Se você não sabe, então quem sabe?

Yapacak çok işimiz var.

Nós temos muito trabalho a fazer.

Onlar Tom'a ne yapacak?

- O que eles vão fazer com o Tom?
- O que eles farão com o Tom?

Hepimizin yapacak işleri var.

Todos nós temos trabalho a fazer.

Yapacak bir işin var.

Você tem um trabalho a fazer.

Tom onunla ne yapacak?

- O que o Tom vai fazer com isso?
- O que o Tom fará com isso.

Tom yarın ne yapacak?

O que o Tom vai fazer amanhã?

Tom onunla ne yapacak.

- O que o Tom vai fazer com isso?
- O que é que o Tom vai fazer com isso?

Yapacak çok çalışmam var.

Tenho muito que estudar.

Bunu yapmazsam, kim yapacak?

- Se eu não fizer isso, quem vai fazer?
- Se eu não fizer isso, quem vai?

Yapacak çok şey var!

Há muitas coisas a fazer!

Yapacak bir işim var.

Eu tenho um trabalho para fazer.

Yarın yapacak işlerim var.

Tenho coisas para fazer amanhã.

Yapacak ödevin olduğunu biliyorum.

- Eu sei que você tem trabalho de casa para fazer.
- Sei que você tem trabalho de casa para fazer.

Yapacak çok iş var.

Há muito trabalho que fazer.

Tom onu nasıl yapacak?

Como o Tom vai fazer isso?

Yapacak bir şey düşünelim.

Vamos pensar em algo para fazer.

Yapacak çok işim var.

Tenho coisas demais para fazer.

Yapacak bir projem var.

Eu tenho um projeto a fazer.

Tom sonra ne yapacak?

O que o Tom vai fazer então?

Yapacak doğru şey bu.

Esta é a coisa certa a fazer.

Yapacak bir işimiz var.

Nós temos um trabalho para fazer.

O biraz kahve yapacak.

Ela vai fazer café.

Tom'un yapacak işleri var.

O Tom tem coisas a fazer.

Yapacak başka şeylerimiz var.

Nós temos outras coisas para fazer.

Onu tekrar yapacak mısın?

Você vai fazer isso novamente?

Yapacak bir şeyimiz yok.

Não temos nada para fazer.

Yapacak işin yok mu?

Você não tem trabalho que fazer?

Hâlâ yapacak işim var.

Ainda tenho trabalho a fazer.

Yapacak çok işim vardı.

Eu estava com as mãos ocupadas.

Tom bugün ne yapacak?

O que Tom vai fazer hoje?

Tom onu yapacak mı?

O Tom vai fazer isso?

Tom yakında bunu yapacak

O Tom vai fazer isso em breve.

Tom bunu nasıl yapacak?

Como o Tom vai fazer isso?

- Bugün yapacak çok işim var.
- Bugün yapacak çok şeyim var.

Hoje tenho muitas coisas para fazer.

- Yapacak bir sürü işim var.
- Yapacak bir ton işim var.

Tenho muito trabalho a fazer.

- Tom, onu, o içeri girdiğinde yapacak.
- Tom bunu gelince yapacak.

O Tom fará isso quando ele entrar.

- Yapacak daha iyi şeylerin var.
- Senin yapacak daha iyi şeylerin var.

- Você tem coisas melhores para fazer.
- Vocês têm coisas melhores para fazer.

Zoom un reklamını yapacak değilim

Não vou anunciar Zoom

Partiye kim ev sahipliği yapacak?

Quem vai dar a festa?

Bugün yapacak çok işim var.

- Tenho muito o que fazer hoje.
- Hoje estou cheio de coisas para fazer.
- Hoje tenho muitas coisas para fazer.

Onun yapacak çok şeyi var.

Ele tem muitas coisas para fazer.

Korkarım ki bir hata yapacak.

- Receio que ele cometerá um erro.
- Eu receio que ele cometerá um erro.

Jane yarın sabah ne yapacak?

Que vai fazer Jane amanhã de manhã?

Tom'un yapacak biraz alışverişi var.

Tom tem que fazer algumas compras.

Tom yarın erken kahvaltı yapacak.

Amanhã, Tom tomará café da manhã cedo.

Yarın yapacak çok işim var.

Tenho muito trabalho a fazer amanhã.

Hâlâ yapacak çok şey var.

- Ainda resta muito que fazer!
- Ainda há muito a fazer

Yapacak bir sürü işim var.

Eu tenho um monte de coisas para fazer.

Hâlâ yapacak çok işin var.

Ainda tens muito trabalho pela frente.

O yapacak ahlaki bir şeydi.

Era a coisa ética a fazer.

Gerçekten yapacak çok şeyimiz var.

Nós realmente temos muito que fazer.

Tom'un yapacak bir açıklaması var.

Tom tem algumas explicações a dar.

Tom'un yapacak çok işi var.

Tom tem muitas coisas para fazer.

Onlar bunu bizim için yapacak.

Eles vão fazer isso para nós.

Yapacak çok fazla işim var.

Tenho um milhão de coisas para fazer.

Yapacak çok işin var mı?

Você tem muito que fazer?

Yapacak çok ev ödevimiz var.

- Temos imensos trabalhos de casa para fazer.
- Temos muitos deveres da escola para fazer.

Yapacak bazı ev işlerim var.

Eu tenho algumas tarefas para fazer.

Yapacak ilk şey doktoru çağırmaktı.

A primeira coisa a fazer é chamar pelo médico.