Translation of "Yanındaki" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yanındaki" in a sentence and their portuguese translations:

Kapının yanındaki bisiklet benimdir.

A bicicleta perto da porta é minha.

Çatalın yanındaki kaşık kirli.

A colher ao lado do garfo está suja.

Çantanı yanındaki koltuğa koyma.

Não coloque sua bolsa no assento ao seu lado.

Tom pencerenin yanındaki masada oturuyor.

Tom está sentado à mesa perto da janela.

Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.

- A velha igreja que está ao lado do lago é muito bonita.
- A velha igreja que fica ao lado do lago é muito bonita.

Ben pencerenin yanındaki bir yatak istiyorum.

Eu quero uma cama perto da janela.

Tom Mary'nin yanındaki çimenlerin üzerinde oturdu.

Tom sentou-se na grama ao lado de Maria.

Geçen cumartesi çocuklarımız gölün yanındaki parkta oynadı.

No sábado passado, nossos filhos brincaram no parque perto do lago.

Sık sık evimin yanındaki süpermarkete alışverişe giderim.

Frequentemente, faço compras no supermercado perto de casa.

Büyükbaba ateşin yanındaki her zamanki yerine oturdu.

O avô sentava no seu lugar habitual perto do fogo.

Daha da ilginç olanı hemen yanındaki camiler dolmazken

ainda mais interessante é que as mesquitas próximas a ela não estão cheias

Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.

Um homem veio e sentou no banquinho do meu lado.

Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.

A biblioteca perto da minha casa está aberta apenas três dias por semana devido a cortes no orçamento.

Dünyanın dört bir yanındaki kültürler hakkında bilgi edinmek için İngilizce öğrenmek istiyorum.

Gostaria de aprender Inglês para conhecer outras culturas pelo mundo.