Translation of "Mary'nin" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Mary'nin" in a sentence and their portuguese translations:

- Tom Mary'nin ağabeyidir.
- Tom Mary'nin abisidir.

Tom é o irmão mais velho de Mary.

- Tom, Mary'nin sevgilisidir.
- Tom, Mary'nin aşığıdır.

O Tom é o amante da Mary.

- Tom, Mary'nin kayınbabasıdır.
- Tom Mary'nin kayınpederidir.

Tom é o sogro de Mary.

- Mary'nin büyükannesi dişsizdir.
- Mary'nin ninesinin dişi yok.

A avó da Mary não tem dentes.

- Tom, Mary'nin danışmanıydı.
- Tom, Mary'nin akıl hocasıydı.

- Tom foi o mentor de Mary.
- Tom foi o mentor da Mary.
- Tom era o mentor da Mary.

- Tom, Mary'nin yerine geçebilir.
- Tom, Mary'nin yerini doldurabilir.
- Tom, Mary'nin yerini alabilir.

Tom poderia substituir a Mary.

- Tom, Mary'nin tavsiyesini dinlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesini izlemedi.
- Tom, Mary'nin tavsiyesine uymadı.

Tom não seguiu o conselho de Mary.

- Tom Mary'nin gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolup gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin defolmasını istedi.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını istedi.
- Tom Mary'nin çekip gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin basıp gitmesini istedi.
- Tom Mary'nin yaylanmasını istedi.
- Tom Mary'nin terk etmesini istedi.

Tom queria que Mary fosse embora.

Mary'nin başı ağrıyor.

Mary está com dor de cabeça.

Tom, Mary'nin bahçıvanıdır.

Tom é o jardineiro da Mary.

Tom, Mary'nin büyükbabasıdır.

Tom é avô de Maria.

Tom, Mary'nin arkadaşıydı.

Tom era amigo de Maria.

Tom, Mary'nin oğludur.

O Tom é filho de Mary.

Bunlar Mary'nin küpeleri.

- Esses são os brincos da Mary.
- Esses são os brincos de Mary.
- Estes são os brincos da Mary.
- Estes são os brincos de Mary.

Mary'nin burnu kanıyordu.

O nariz da Mary estava sangrando.

Mary'nin kocası zengin.

O marido da Mary é rico.

Mary'nin köpeği zararsızdır.

O cachorro de Mary é inofensivo.

O, Mary'nin baldızı.

Ela é a cunhada da Mary.

Mary'nin arabası orada.

O carro da Maria está aqui.

Mary'nin çantası nerede?

Onde está a bolsa de Maria?

Tom, Mary'nin babasıdır.

Tom é o pai da Mary.

Mary'nin umudu var.

Mary tem esperança.

Mary'nin döneceğine inanmıyorum.

Eu não creio que Maria volte.

Bu Mary'nin köpeği.

Este é o cachorro de Mary.

Tom, Mary'nin damadıdır.

Tom é o genro de Mary.

Tom, Mary'nin komşusudur.

Tom é o vizinho de Mary.

Tom Mary'nin kocası.

Tom é o marido de Maria.

Tom, Mary'nin arkadaşıdır.

Tom é amigo de Maria.

Tom, Mary'nin kayınbiraderidir.

Tom é o cunhado de Mary.

Tom, Mary'nin patronudur.

Tom é o chefe de Mary.

Mary'nin eski-karısıdır.

Mary é a ex-esposa do Tom.

Tom, Mary'nin ağabeyiydi.

Tom era o irmão mais velho de Maria.

Tom, Mary'nin tarafında.

Tom está do lado de Maria.

Mary'nin öğrenmesini istemiyorum.

Não quero que Mary descubra.

Mary'nin parfümünü seviyorum.

Eu adoro o perfume de Maria.

Mary'nin evine gittim.

Fui a casa de Mary.

Tom, Mary'nin partisindeydi.

O Tom estava na festa da Mary.

Mary'nin ödü patlamıştı.

Mary ficou horrorizada.

Mary'nin evini bulamadılar.

Elas não conseguiram achar a casa da Mary.

- Tom, Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom, Mary'nin yaşamını kurtardı.

Tom salvou a vida de Mary.

- Tom, Mary'nin saçını çekti.
- Tom, Mary'nin saçlarını çekti.

Tom puxou o cabelo de Maria.

- Tom, Mary'nin erkek kardeşidir.
- Tom Mary'nin erkek kardeşidir.

Tom é o irmão de Mary.

- Mary gelmeli.
- Mary'nin gelmesi gerekiyor.
- Mary'nin gelmesi gerek.

- Marie tem que vir.
- É necessário que Marie venha.

- Tom Mary'nin arkadaşlarını sevmez.
- Tom Mary'nin arkadaşlarını sevmiyor.

- Tom não gosta dos amigos de Maria.
- Tom não gosta das amigas de Maria.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom é o ex de Maria.

- Mary'nin hikayesi Tom'un hoşuna gitti.
- Tom, Mary'nin hikayesinden hoşlandı.

Tom gostou da história de Maria.

- Tom Mary'nin susamış olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin susadığını söyledi.

- Tom disse que Mary está com sede.
- O Tom disse que a Mary está com sede.

- Tom Mary'nin meşgul göründüğünü söyledi.
- Tom, Mary'nin meşgul olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin yoğun olduğunu söyledi.

Tom disse que Maria está ocupada.

Mary'nin hiç özsaygısı yok.

Maria não tem autoestima.

Tom, Mary'nin ayağına bastı.

Tom pisou no pé de Maria.

Tom, Mary'nin elini sıktı.

Tom apertou a mão de Maria.

Tom Mary'nin elini öptü.

Tom beijou a mão de Maria.

Mary'nin büyük gözleri var.

Maria tem olhos grandes.

Sanırım o, Mary'nin ağabeyidir.

- Acho que ele é o irmão mais velho de Mary.
- Acho que ele é o irmão mais velho da Mary.

Tom, Mary'nin akıl hocası.

- Tom é o mentor de Mary.
- Tom é o mentor da Mary.

Tom Mary'nin göğüslerini okşadı.

Tom acariciou os seios de Mary.

Mary'nin güzel bacakları var.

Mary tem belas pernas.

Mary'nin bir sorunu var.

- Há algo errado com a Mary.
- Tem algo errado com a Mary.

Tom Mary'nin saçını çekiyor.

Tom está puxando o cabelo de Maria.

Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.

O vestido de Mary está secando ao sol.

Mary'nin cümleleri alıştırmalarda kullanılabilir.

As frases da Maria podem ser usadas em exercícios.

Mary'nin geniş omuzları var.

Mary tem ombros largos.

Tom, Mary'nin arkasında durdu.

Tom ficou atrás da Mary.

Tom Mary'nin alnından öptü.

Tom beijou a testa de Maria.

Mary'nin çok arkadaşı var.

Mary tem muitos amigos.

Tom Mary'nin uyuduğunu bilmiyordu.

Tom não sabia que Maria estava dormindo.

Tom, Mary'nin arkasından konuştu.

Tom falou de Mary pelas costas.

Tom, Mary'nin önünde durdu.

O Tom ficou na frente de Mary.

Ben Mary'nin erkek arkadaşıyım.

- Eu sou o namorado da Mary.
- Sou o namorado da Mary.
- Eu sou o namorado de Mary.
- Sou o namorado de Mary.

Tom Mary'nin kalmasını istedi.

Tom queria que Maria ficasse.

Tom, Mary'nin fikrini istiyor.

Tom quer a opinião de Maria.

Tom Mary'nin gitmesini istemiyor.

O Tom não quer que a Mary vá embora.

Mary'nin kendi sorunları var.

Mary tem seus próprios problemas.

Tom Mary'nin kedisiyle oynuyor.

Tom está brincando com o gato de Maria.

Mary'nin kitabı asla yayınlanmadı.

O livro de Mary nunca foi publicado.

Tom, Mary'nin karşısına oturdu.

Tom se sentou atrás da Mary.

Tom, Mary'nin ricasını reddedemezdi.

O Tom não pôde recusar o pedido da Maria.

Tom Mary'nin gelmeyeceğini biliyor.

Tom sabe que Mary não virá.

Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.

Os olhos de Maria brilhavam de prazer.

Tom Mary'nin yanında duruyor.

Tom está parado perto de Maria.

Tom, Mary'nin dönmesini bekliyor.

Tom está esperando Maria voltar.

Mary'nin beni sevdiğini sanıyordum.

Achei que a Mary me amasse.

Tom Mary'nin söylediklerine inandı.

Tom acreditou no que Maria disse.

Tom Mary'nin ağlamasını istemiyordu.

Tom não queria que a Mary chorasse.

Yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

Ele colocou o anel no dedo de Mary.

Mary'nin boşanmak istediğini duydum.

- Ouvi dizer que a Mary se quer divorciar.
- Ouvi dizer que a Mary quer-se divorciar.

Mary'nin sınavı geçeceğini umuyorum.

Espero que Mary passe no exame.

Tom, Mary'nin şakalarına güldü.

Tom riu das piadas de Maria.

Tom Mary'nin sorusunu cevapladı.

O Tom respondeu à pergunta da Mary.

Tom Mary'nin arabasını gösterdi.

Tom apontou para o carro de Mary.

Tom, Mary'nin tek çocuğudur.

Tom é o único filho da Mary.

Tom Mary'nin ağladığını gördü.

Tom viu Mary chorando.

Tom, Mary'nin peşinden koştu.

Tom correu atrás de Maria.

Tom, Mary'nin babasını tanıyor.

O Tom conhece o pai da Mary.

Mary'nin bir çocuğu var.

- Mary tem um filho.
- Mary tem uma filha.