Translation of "Mary'yle" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Mary'yle" in a sentence and their portuguese translations:

Tom, Mary'yle çıkıyordu.

Tom estava flertando com Maria.

Tom, Mary'yle çıkıyor.

Tom está flertando com Maria.

Tom, Mary'yle tartıştı.

Tom discutiu com Maria.

Tom, Mary'yle bakıştı.

O Tom trocava olhadas rápidas com a Mary.

Tom, Mary'yle konuşacak.

Tom vai falar com Mary.

Tom, Mary'yle konuşuyor.

Tom está falando com Maria.

Tom, Mary'yle buluştu.

Tom encontrou-se com Maria.

Onu Mary'yle gördüm.

Eu o vi com a Mary.

Tom, Mary'yle yürüdü.

Tom caminhava com a Mary.

Tom, Mary'yle konuşuyordu.

Tom estava falando com a Mary.

Tom'un Mary'yle buluşacağını düşündüm.

- Eu pensei que o Tom fosse se encontrar com a Mary.
- Pensei que o Tom fosse se encontrar com a Mary.

Mary'yle dans etmek istiyorum.

Eu quero dançar com Maria.

Tom, Mary'yle Fransızca konuştu.

Tom falou com Maria em francês.

Tom, Mary'yle sohbet ediyor.

Tom está conversando com Maria.

Tom'u Mary'yle konuşurken gördük.

Nós vimos Tom falando com Maria.

Tom sessizce Mary'yle konuştu.

Tom falou calmamente com Mary.

Tom şimdi Mary'yle konuşuyor.

Tom está conversando com Mary agora.

Tom hala Mary'yle konuşuyor.

Tom ainda está conversando com Maria.

Tom, Mary'yle dalga geçiyordu.

Tom estava zombando de Maria.

Tom dün Mary'yle görüştü.

Tom falou com Maria ontem.

Tom dün Mary'yle konuştu.

Tom falou com a Mary ontem.

Tom, Mary'yle konuşacağını söyledi.

Tom disse que ele ia falar com Mary.

Tom Mary'yle birlikte değil.

O Tom não está com a Mary.

Tom, Mary'yle hiç tenis oynamadı.

Tom nunca jogou tênis com a Mary.

Tom, Mary'yle birlikte bardan ayrıldı.

- Tom saiu do bar com Mary.
- Tom deixou o bar com Mary.

Mary'yle çıktığın doğru mu, Tom?

Tom, é verdade que você está namorando a Mary.

Tom arkasından Mary'yle dalga geçti.

Tom caçoou de Mary pelas costas.

- Mary ile çıkmıyorum.
- Mary'yle çıkmıyorum.

Não estou namorando com a Mary.

Tom, Mary'yle arkadaş olmaya çalıştı.

Tom tentou fazer amizade com Maria.

Tom önümüzdeki hafta Mary'yle evlenecek.

- Tom irá se casar com a Mary semana que vem.
- Tom vai se casar com a Mary semana que vem.

Tom, Mary'yle plaja gitmek istedi.

Tom queria ir à praia com Maria.

Tom Mary'yle akşam yemeği yedi.

Tom jantou com Mary.

Tom, Mary'yle hiç vedalaşmadı bile.

- Tom nunca nem disse adeus a Maria.
- Tom foi embora sem sequer se despedir de Mary.

Tom, Mary'yle evlenmeye karar verdi.

Tom decidiu se casar com Mary.

Tom dün gece Mary'yle konuştu.

Tom conversou com Maria na última noite.

Tom Mary'yle öğle yemeği yedi.

O Tom almoçou com a Mary.

Tom, Mary'yle birlikte bir süpermarkette çalıştı.

Tom trabalhava com Mary num supermercado.

Tom, Mary'yle ne hakkında konuşmak istedi?

De que o Tom queria falar com a Mary?

Tom cesaretini topladı ve Mary'yle konuştu.

Tom conseguiu reunir coragem e falou com Mary.

Tom, John hakkında Mary'yle konuşmayı reddetti.

Tom se recusou a falar com Mary sobre John.

Tom bir daha asla Mary'yle konuşmadı.

Tom nunca mais falou com Maria.

Tom Mary'yle kedi köpek gibi yaşıyor.

Tom e Mary vivem qual cão e gato.

Tom öğle yemeğini hep Mary'yle yer.

Tom sempre almoça com Mary.

Bu, Mary'yle şimdiye kadar ilk kez tartışmamız.

É a primeira vez que eu brigo com a Mary.

- Tom, Mary ile konuştu.
- Tom, Mary'yle konuştu.

Tom falou com Maria.

Tom, Mary'yle ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

O Tom encontrou a Mary pela primeira vez três anos atrás.

- Tom neden Mary ile geldi?
- Tom neden Mary'yle geldi?
- Neden Tom, Mary ile geldi?

Por que Tom veio com Mary?

- Tom, o ve Mary'nin önümüzdeki yıl Avustralya'yı ziyaret etmeyi planladıklarını söyledi.
- Tom, Mary'yle önümüzdeki yıl Avustralya'yı ziyaret etmeyi planladıklarını söyledi.

Tom disse que ele e Mary estavam planejando visitar a Austrália no ano que vem.