Translation of "Inanıyor" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Inanıyor" in a sentence and their portuguese translations:

Yapacağına inanıyor

Ele acredita que vai

Sana inanıyor.

Ele acredita em você.

Allah'a inanıyor musun?

- Você acredita em Deus?
- Você crê em Deus?

Ruhlara inanıyor musun?

Você acredita em espíritos?

Kim Allah'a inanıyor?

Quem acredita em Deus?

Bush Allah'a inanıyor.

Bush acredita em Deus.

Tom sana inanıyor.

Tom acredita em você.

Mary sana inanıyor.

Mary acredita em você.

Bize inanıyor musun?

- Você acredita na gente?
- Vocês acreditam em nós?
- Você acredita em nós?

Tom Tanrı'ya inanıyor.

Tom acredita em Deus.

Ona kim inanıyor?

Quem acredita nisso?

Tom, Mary'ye inanıyor.

- O Tom acredita na Mary.
- Tom acredita em Mary.

Tom ona inanıyor.

O Tom acredita nisso.

Tekeşliliğe inanıyor musunuz?

- Você acredita em monogamia?
- Acreditas em monogamia?

Reenkarnasyona inanıyor musun?

- Você acredita em reencarnação?
- Vocês acreditam em reencarnação?

O, Tom'a inanıyor.

Ele acredita em Tom.

Onlar Tom'a inanıyor.

Eles acreditam no Tom.

Bana inanıyor musun?

- Você acredita em mim?
- Tu acreditas em mim?

Tom reenkarnasyona inanıyor.

Tom acredita na reencarnação.

- Gerçekten büyüye inanıyor musun?
- Sihire inanıyor musun gereçekten?

Você realmente acredita na magia?

Şimdi bana inanıyor musun?

Você acredita em mim agora?

O, Noel Baba'ya inanıyor.

- Ele acredita em Papai Noel.
- Ela acredita em Papai Noel.

Ona hâlâ inanıyor musun?

Você ainda acredita nisso?

Tom mucizelere inanıyor mu?

O Tom acredita em milagres?

Tom büyüye inanıyor mu?

O Tom acredita em mágica?

Koruyucu meleklere inanıyor musun?

- Você acredita em anjos da guarda?
- Tu acreditas em anjos da guarda?

Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?

- Acreditas na existência de fantasmas?
- Acreditam na existência de fantasmas?
- Acredita na existência de fantasmas?

Bir tanrıya inanıyor musun?

Você crê em Deus?

Tom hayaletlerin olduğuna inanıyor.

Tom acredita que fantasmas existem.

Rehber yıldızlara inanıyor musun?

Você acredita em estrela guia?

O aslında neye inanıyor?

Em que ele realmente acredita?

Ebedi yaşama inanıyor musun?

Acreditas na vida eterna?

Fadıl, İslam'ın tanrısına inanıyor.

Fadil acredita no Deus do Islã.

Tom Mary'nin yalan söylediğine inanıyor.

Tom acha que Mary está mentindo.

Tom dünyanın düz olduğuna inanıyor.

Tom está convencido de que a Terra é plana.

Tom ölümden sonraki hayata inanıyor.

Tom acredita em vida após a morte.

Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.

Dan acredita ser o centro do universo.

Tom Mary'nin her söylediğine inanıyor.

Tom acredita em tudo o que Mary diz.

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

- Meu filho ainda acredita em Papai Noel.
- O meu filho ainda acredita em Papai Noel.

Sen aslında buna inanıyor musun?

Você realmente acredita nisso?

Tom bize inanıyor gibi görünmüyor.

Não parece que o Tom acredite em nós.

Tom'un masum olduğuna inanıyor musun?

Você acredita que o Tom seja inocente?

Herhangi bir dine inanıyor musun?

- Você acredita em alguma religião?
- Tu crês em alguma religião?
- Você tem fé em alguma religião?

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

Você acredita que Deus existe?

Tom hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Tom ainda acredita em Papai Noel.

Tom hâlâ büyüye inanıyor mu?

Tom ainda acredita em mágica?

Tom'un söylediğine gerçekten inanıyor muydun?

Você realmente acreditou no que o Tom disse?

O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.

Ele acha que é um herói.

Hala bu tür hikayelere inanıyor musun?

- Você ainda acredita neste tipo de história?
- Vocês ainda acreditam neste tipo de história?

Herkes onların yaşlılıkları için hazırlandıklarına inanıyor.

Todo mundo acha que está preparado para a velhice.

O aramızda bir casus olduğuna inanıyor.

Ele acha que há um espião entre nós.

- Hayaletlere inanıyor musunuz?
- Hayaletlere inanır mısın?

- Você acredita em fantasmas?
- Acreditas em fantasmas?
- Acredita em fantasmas?

Gerçekten sana yardım edebileceğime inanıyor musun?

Você realmente acredita que posso ajudá-lo?

Hayaletlerin var olduğuna gerçekten inanıyor musun?

Você realmente acredita que fantasmas existem?

Onun masum olduğu beyanına inanıyor musun?

Você acredita que pela sua declaração, ele é inocente?

Gerçekten senin çirkin olduğuna inanıyor musun?

Você acredita que é realmente feio?

Hıristiyanlar Tanrı'nın dünyanın yaratıcısı olduğuna inanıyor.

Os cristãos acreditam que Deus é o criador do Universo.

Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?

- Acreditas que há vida depois da morte?
- Você acredita que haja vida após a morte?

Tom'un bizi duyabileceğine gerçekten inanıyor musun?

Você acha que o Tom consegue nos escutar?

Tom söylediği şeye gerçekten inanıyor mu?

Tom realmente acredita no que está dizendo?

Tom herkesin ondan nefret ettiğine inanıyor.

- Tom está convencido de que todo mundo o odeia.
- Tom está convencido de que todos o odeiam.

Başarılarının kısmen benzersiz bir zihniyete atfedilebileceğine inanıyor…

Ele acredita que seu sucesso pode ser atribuído, em parte, a uma mentalidade única ...

Bazıları yedinin şanslı bir sayı olduğuna inanıyor.

- Alguns acreditam que sete é um número de sorte.
- Algumas pessoas acreditam que sete é um número de sorte.
- Alguns acreditam que sete é o número da sorte.
- Alguns acreditam que sete é um número da sorte.
- Alguns acreditam que o sete é um número da sorte.

Tom tek boynuzlu atın gerçek olduğuna inanıyor.

O Tom acredita que os unicórnios existem.

Sanırım Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor.

Eu acho que Tom acredita em tudo que Maria fala.

Paranın ona mutluluk satın alacağına inanıyor musun?

Você acha que o dinheiro vai comprar a felicidade dela?

Birçok insan ülkemiz politikacılarının yozlaşmış olduğuna inanıyor.

Muitas pessoas acham que os políticos do nosso país são corruptos.

Tom Mary'nin yeni işinde iyi yapacağına inanıyor.

O Tom acredita que a Mary se dará bem em seu novo trabalho.

Annem bu doktorun bir şarlatan olduğuna inanıyor.

Minha mãe acha que este médico é um charlatão.

Birçok kişi akupunkturun hastalıkları tedavi edebildiğine inanıyor.

- Muita gente crê que a acupuntura pode curar as doenças.
- Muita gente acredita que a acupuntura pode curar as doenças.

O yapmayı bile hiç düşünmediğim şeyleri yapabileceğime inanıyor.

Ele acredita que eu posso fazer coisas que eu jamais pensei em fazer.

Tom evrenin gerçekten on bir boyutlu olduğuna inanıyor.

O Tom acredita que o universo realmente tem onze dimensões.

Tek kutsal, katolik ve apostolik kiliseye inanıyor musunuz?

Você acredita na santa, católica e apostólica igreja?

O onun söylediğinin doğru olduğuna inanıyor gibi görünüyordu.

Parece que ele acha que o que ele disse é certo.

Başkan, iklim değişikliğinin bir aldatmaca olduğuna mı inanıyor?

Será que o presidente acredita que a mudança climática é um embuste?

Aranızda kim benim için benden daha çok çalıştığına inanıyor?

Quem entre vós crê que ele trabalhou mais por mim do que eu o fiz por ele?

Evrenin küçük bir ateş topu olarak başladığına inanıyor musun?

Você acredita que o Universo começou como uma pequena bola de fogo?

- Yalnız başıma gitmem gerektiğine inanıyor musun?
- Sence, yalnız mı gitmeliyim?

Você acha que eu deveria ir sozinho?

Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.

Todos acreditam em algo diferente, mas há apenas uma verdade.

- Tom doğumdan sonra yaşama inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanıyor.

Tom acredita na vida depois do nascimento.

Aranızdan kim benim onun için çalıştığımdan daha çok benim için çalıştığına inanıyor?

Quem dentre vocês acredita que trabalhou mais intensamente para mim do que eu para ele?!

- Tom, Mary ona ne anlatsa inanır.
- Tom, Mary'nin ona her söylediğine inanıyor.

Tom acredita em tudo que Mary diz.

Tom, Mary ile evlenmenin o güne kadar yaptığı en iyi şey olduğuna inanıyor.

Tom acredita que ter se casado com Mary foi a melhor coisa que ele já fez.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.

Algumas pessoas acreditam que os ursos polares andam livremente nas ruas da Noruega. Felizmente, é apenas besteira.

Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.

Certas pessoas supersticiosas na América acreditam que se um gato negro cruza o seu caminho, você terá má sorte.

Bazı insanlar Galileo'nun bir teleskobu inşa eden ilk kişi olduğuna inanıyor. Bu doğru olmasa da, o bir teleskopla astronomik nesnelerin gözlemlerini yayınlayan ilk kişiydi.

Algumas pessoas acreditam que Galileu foi quem primeiro construiu um telescópio. Embora isso não seja verdade, ele foi o primeiro a publicar observações de corpos celestes feitas através de um telescópio.